31 Ocak 2014 Cuma

Bursa İli Hakkında Detaylı Bilgiler


BURSA İLİ HAKKINDA GENEL BİLGİLER:

Yüz ölçümü :11.043 km²
Nüfus : 2.192.166(2000)
İl Trafik No :16
Bursa, M.Ö. yıllardan bu yana bir çok medeniyete ve onların dinlerine
beşiklik etmiş ender illerin başında gelir. İlde Müslümanlık, Hıristiyanlık ve
Musevilik dinlerine ait bir çok eser hala ayaktadır ve koruma altındadır.
Özellikle M.S. 324 yıllarında başlayan 1563 yılına kadar 17 kez toplanmış olan
ve Hıristiyanlık dini için çok önemli olan konsül toplantılarından 8 tanesi
ülkemizde gerçekleştirilmiş olup, bunlardan 1. ve 7. si İznik’te yapılmıştır.
İznik Hıristiyan dinince ülkemizdeki 8 kutsal hac merkezinden biri ve en
önemlisidir.


İLÇELER
Bursa ilinin ilçeleri; Nilüfer, Yıldırım, Osman Gazi, Büyük Orhan, Gemlik,
Gürsu, Harmancık, İnegöl, İznik, Karacabey, Kales, Kestel, Mudanya, Mustafa
Kemal Paşa, Orhaneli, Orhangazi ve Yenişehir’dir.
Gemlik :Bursa’nın 30 km. kuzeybatısında aynı adlı körfezin kıyısında
kurulmuştur. Gemlik’e bağlı Kurşunlu, Küçük Kumla, Büyük Kumla, Karacaali yaz
turizminin yoğun olarak yaşandığı kıyılardır.
İnegöl :Bursa’nın 454 km güneydoğusunda yer alan İnegöl, Antik dönemde
Ankedoma adıyla tanınmaktaydı. İlçedeki önemli tarihi eserler Osmanlı döneminden
kalmadır.


1481′de Sadrazam İshak Paşa tarafından yaptırılan İshak Paşa Cami ve
Külliyesi, Hamza Bey Cami, Yıldırım Cami (Cuma Camii), Kurşunlu Cami, Kurşunlu
Han ve Ortaköy Kervansarayı İnegöl’deki tarihi eserlerdir. İnegöl’ün 13 km
batısında Sultan köyünde XIV. yüzyılda yaşamış Germiyanoğlu Geyik Baba ile Balım
Sultan adına, Orhan Bey tarafından yaptırılmış Geyikli Baba Türbesi önemli bir
ziyaret yeridir. Boğazova Yaylası, Arabaoturağı Yaylası, Alaçam Yaylası, tarihi
çınarlar İnegöl’ün tabii güzellikleridir.
Karacabey : Bursa’nın 65 km batısında yer alan Karacabey ilçesi, Antik
dönemde Mihaliç adı ile bilinmekteydi. Kentin belli başlı tarihi eserleri Sultan
I. Murat’ın yaptırdığı Ulu Cami,1457 yılında Karaca Bey tarafından yaptırılan
Karacabey Cami (İmaret Cami) ile Karacabey-Bursa yolu üzerinde ve Uluabat
kıyısındaki Osmanlı dönemi yapısı Issız Han’dır.
Keles :Uludağ’ın güney eteklerinde kurulu olan Keleş ilçesi, Bithynia, Roma,
Bizans kalıntılarına sahiptir. XIV. yüzyılda Osmanlı egemenliğine girmiştir.
İlçenin en önemli tarihi yapısı Sultan Yıldırım Bayezid’in Yakup Çelebi
tarafından yaptırılan cami, hamam ve medreseden oluşan Yakup Çelebi
Külliyesidir.
Kelesin Kocayayla mevkii kampçılık ve trekking için eşsiz bir doğa
parçasıdır. Kocasu ırmağı rafting sporu için elverişli şartlara sahiptir.
Mudanya :Bursa’nın 25 km kuzeybatısında ve Marmara Denizi kıyısında yer alan
Mudanya, Bursa’nın iskelesi durumundadır.Temiz havası ile yaz turizminin yoğun
olarak yaşandığı Mudanya civarında en tanınmış günübirlik gezi yeri
Çanaklıçeşme’dir.
Osmanlı evlerinin en güzelleri Mudanya’dadır. Bu evlerin en önemlisi Tahir
Paşa Konağıdır.


Mustafakemalpaşa :İlkçağdan beri çeşitli yerleşimlere sahne olan ilçenin eski
adı Kirmastı’dır. Yakınında Miletopolis ören yeri bulunmaktadır. İlçe merkezinde
Lala Şahin Türbesi, Hamzabey Cami ve Türbesi, Şeyhmüftü Cami ve Türbesi yanı
sıra Dorak Hazineleri bölgesi, Kestelek Harabeleri ilgiye değer tarihi
yerlerdir. Muradiye Sarnıç köyü yakınlarındaki Suuçtu Şelalesi, Söğütalan
bucağındaki Suçıktı mesiresi Mustafakemalpaşa civarındaki eşsiz
harikalarıdır.
Yenişehir :Bursa’nın 45 km doğusunda yer alan Yenişehir antik çağda Neopolis
olarak tanınıyordu. Osman Gazi döneminde Osmanlı topraklarına katılan ilçe,
Osman Gazi tarafından gazilerine kılıç hakkı adıyla yurtluk olarak verilmiştir.
İskana açılan yerde kurulan kent Yenişehir adını almıştır.
Osmanlı döneminden kalan zengin tarihi eserlere sahip Yenişehir’de Osman
Gazi’ nin yaptırdığı saraydan arda kalan Saray Hamamı, I. Murad döneminden kalma
Postinpuş Baba Zaviyesi, XIV. yüzyılda inşa edilen Voyvoda Cami (Çınarlı Cami),
XVI. yüzyılda yapılmış olan Koca Sinan Paşa Külliyesi, Bali Bey Cami, Orhan Bey
tarafından yaptırılan Ulu Cami, Süleyman Paşa Külliyesi, 1645′de Yenişehirli
Deli Hüseyin Paşanın yaptırdığı Çifte Hamam, Yarhisar Köyü Orhan Cami ve Saat
Kulesi görülmeye değer tarihi yapılardır.
Büyükorhan :Bursa’nın 86 km. güneyindedir. İlçenin yarısı ormanlık alana
sahip olup tabii güzelliklerinden Görecik yaylası ilçeye 6 km. uzaklıktadır.
Gürsu :Bursa merkezine 12 km. uzaklıktaki Gürsu ilçesi,tarihi çınar
ağaçları,Osmanlı evleri,tarihi hamam ve camisi ile şirin bir ilçedir.
Kestel :Bursa’nın 12 km. doğusunda yer alan Kestel,Bursa ile hemen hemen
birleşmiş gibidir. Kestel adı Roma Döneminde yapılan ve Kastel adı verilen
kalesinden gelmektedir.
Orhaneli :Bursa’nın 55 km. güneyinde ve Uludağ eteklerindedir. Orhaneli
yakınlarındaki Çınarcık günübirlik bir turistik alandır ve tabii güzellikleri
ile ünlüdür.
Orhangazi :Bursa’nın 48 km. kuzeyinde ve Bursa-Yalova yolu üzerindedir.
Bursa’dan sonra sanayi açısından ikinci sırayı almaktadır. İznik Gölü’nün batı
kıyısında uzanan topraklarda, Keramet Kaplıcası’nın kliminotolojik etkisi ile
dünyanın en lezzetli zeytinin yetiştiği yer olmuştur.


GEZİLECEK YERLER
İZNİK
İznik, her avuç toprağı binlerce yıldır kültür kalıntıları ile yoğrulmuş,
bölgede, yüzyıllar boyu tarih sayfalarının baş köşelerinde yerini almış bir
kenttir. Dört imparatorluğa başkentlik yapmış nadir yerleşimlerden biridir.
Çinicilik
İznik çiniciliğinin gelişimini, tarihleri bilinen yapılar üzerindeki çini
kaplamalardan açık-seçik görülebilir. 1378/91 yılları arasında yapılan İznik
Yeşil Cami minaresini süsleyen en eski Osmanlı çinileri teknik ve dekor
bakımından Selçuk geleneğini devam ettirmekle beraber renk ve tonları onlardan
daha zengindir. Camiye ismini veren bu çiniler firuze ve yeşil renklerin
çeşitliliği ve zenginliğiyle dikkat çekerler.
İstanbul’daki yapılarda kullanılan çinilerin İznik’te yapıldığını tarihsel
belgelerden öğreniyoruz. Milet, Şam grubu ve Rodos işi adı ile tanınan
seramiklerin merkezi İznik’tir. XVII. yy.da İznik’e gelen gezgin Evliya Çelebi,
300′den fazla çini fırınının bulunduğundan söz eder. İznik çinilerinde; lâle,
sümbül, nar, karanfil gibi çiçek motifleri kullanılmıştır. Ayrıca insan, kuş,
balık, tavşan, köpek gibi hayvan ve gemi motiflerine de rastlanır. Mavi, firuze,
yeşil ve kırmızı en çok kullanılan renklerdir.
Tarihçe: Kent yakınlarındaki Karadin, Çiçekli, Yüğücek ve Çakırca
Höyüklerinde M.Ö. 2500 yıllarına inen uygarlık izleri saklıdır. M.Ö. VII.
yüzyılda Trak kavimlerinin göçlerinden önce burada kurulan yerleşim ‘Helikare’
adını almıştır. Kentte basılan sikkelerde Khryseapolis (Altın Şehir) adı
okunmaktadır.
Makedonya İmparatoru İskender’in generali Antigonos tarafından M.Ö. 316
yılında yenilenen kent Antigoneia adını almıştır. İskender’in ölümünden sonra
Antigonos ile general Lysimakhos arasındaki savaşı kazanan Lysimakhos kente,
Antipatros’un kızı olan eşi Nikaia’nın adını vermiştir. M.Ö. 293′te Bithynia
Krallığı’na bağlanan kent, önemli mimari yapılarla süslenmiştir. Bir süre
Bithynia Krallığı’nın başkenti olan Nikaia daha sonra Roma’nın önemli bir
yerleşimi olarak varlığını sürdürür.
Nikaia, Bithynia havarilerden Petrus’un çabaları ile Hıristiyanlık ile
tanışır. İmparator l. Constantinus döneminde Hıristiyanlık üzerindeki yasaklar
kalkar. 325 yılı yazı başında Nikaia, Hıristiyanlık için çok önemli bir olaya
sahne olur ve Birinci Konsül, Senatus Sarayı’nda toplanır. İmparator
Constantinus’un da katıldığı toplantıda iki önemli görüş tartışılır.
İskenderiyeli din adamı Arius’un görüşü “.//hz. İsa’nın sadece bir insan olduğu
ve tanrıdan dünyaya gelmediğidir.” Kısa sürede taraftar toplayan bu teze,
Piskoposlar karşı çıkmıştır. Hıristiyan dünyasınca bugün de savunulan “Hz.
İsa’nın Tanrı nın oğlu olduğu” tezi uzun tartışmalardan sonra kabul görmüştür.
Hıristiyanlıkla ilgili yortu günleri ve Nikaia Kanunları adı ile bilinen 20
maddelik metin bu Konsülden sonra kabul edilmiştir.
787 yılında İznik Ayasofya’sında VII. Konsül toplandı. İmparatoriçe İrene’nin
önderliği ile resim ve heykel üzerindeki yasaklar kaldırıldı.
İznik, Selçukluların Bizanslıların da başkenti olmuştur.
1331 yılında Osmanlı orduları tarafından ele geçirilen İznik, Osmanlı
dönemiyle birlikte canlanmaya başladı. Osmanlı idaresinde İznik, sanat, ticaret
ve kültür merkezi oldu. Orhan Gazi Medresesinde birçok ünlü ders verdi. Davud-u
Kayseri, Ebul Fadıl Musa, Eşrefoğlu Abdullah Rumi gibi ünlü tasavvuflar İznik’te
yaşadı ve eserler verdi. Osmanlı döneminin ilk cami, medresesi ve imareti
İznik’te inşa edildi.
XIV ve XV. yüzyıllarda XVI. yüzyılda İznik bir sanat merkezi olmuş, dünyaca
ünlü çini ve seramikler burada üretilmiştir. İznik, Hellenistik çağdan kalma
ızgara planlı kent yerleşimi, Roma, Bizans ve Osmanlı döneminden kalan anıtsal
yapıları ile tarihi kent dokusunu bütün canlılığıyla korumaktadır.
İklim: İznik genellikle ılıman bir iklime sahiptir. İlçede kışlar genel
olarak çok yağışlı, yazlar ise kuraklığa sebep olmayacak derecede yağışlı
geçer.


MUDANYA
Bursa’nın 25 km kuzeybatısında ve Marmara Denizi kıyısında yer alan Mudanya
temiz havası ile yaz turizminin yoğun olarak yaşandığı bir merkezdir.
Tarihçe
Mudanya, İonya’nın 12 büyük kentinden biri olan Kolofonlu göçmenler
tarafından M.Ö. VII. Yüzyılda kurulmuştur. Apamcia-Myrleia atlı bu antik kent
bugünkü Hisarlık tepede yer almaktaydı. Mudanya Roma, Bizans ve Osmanlı
döneminde yaşamıştır.
İklim
Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır.
CUMALIKIZIK
Osmanlı sivil mimarisinin en görkemli köy yerleşimini günümüze ulaştıran
Cumalıkızık, son yıllarda ülkemiz yanında tüm dünyada da tanınmaya başlamıştır.
O kültür varlıkları yanında doğal varlıklarca da zengindir.
Tarihçe:Osmanlıların Bursa’da ilk yerleştikleri bölgelerden olan Cumalıkızık,
180′i halen kullanılan, bazılarında ise koruma ve restorasyon çalışmalarının
yapıldığı toplam 270 ev ile Osmanlı dönemi konut dokusunu günümüze
taşımaktadır.
Cumalıkızık yerleşiminin güneydoğusunda Uludağ eteklerindeki Ihlamurcu
mevkiinde Bizans devrine ait bir kilise kalıntısı 1969 yılında tespit
edilmiştir, Kilise kalıntısının yüzeyde rastlanan bazı mimari parçaları Bursa
Arkeoloji Müzesi’nde saklanmaktadır. Bursa yakınlarında kurulan Osmanlı Beyliği
kuruluşundan kısa zaman sonra bölgeye hakim olmayı başarmış, 1326 yılında
Bursa’yı, 1331 yılında İznik’i fethederek yörede varlığını kesin olarak kabul
ettirmiştir. Böylece Osmanlı halkının bu topraklara yerleşerek kentler ve köyler
oluşturması sağlanmıştır. Cumalıkızık vakıf köyü olarak kurulmuştur ve bu
özelliğini yerleşim dokusu konut mimarisi, yaşam biçimine yansıtmıştır.Uludağ’ın
kuzeyindeki dik etekler ile vadilerin arasında sıkışıp kalan yöre köylerine bu
konumlarından dolayı ”kızık” adı verilmiştir. Köylerin birbirlerinden ayrılması
için de dereye yakın olanına Derekızık, Fidye verene Fidyekızık ve Kızık
köylerinden topluca gidilerek cuma namazı kılınan köye de Cumalıkızık adları
verilmiştir.
İklim:Kışlar genel olarak çok yağışlı,yazlar ise kuraklığa sebep olmayacak
derecede yağışlı geçer.
Kaleler
Bursa Kalesi: Bursa Kalesi’nin yapılışı M.Ö. I. yüzyıla dayanır. Bugün
surların uzunluğu iki km. kadardır.
Camiler
Önemli bir inanç turizmi merkezi olan Bursa’da Yıldırım Camii ve Türbesi,
Yeşil Cami ve Türbesi, Emir Sultan Camii ve Türbesi, Ulu Cami (Cami Kebir),
Muradiye Külliyesi, Hüdavendigar Cami ve Külliyesi önemli cami ve
külliyeleridir.
Bursa Cami ve Külliyeleri
Ulu Cami (Merkez): 1396-1400 yıllarında Yıldırım Bayezıt tarafından,
tamamıyla kesme taştan, çok kalın ve yüksek duvarlarla 12 ağır dört köşeli paye
üzerine, pandantiflerle, yirmi kubbeli olarak yaptırılmıştır.
Çok kubbeli camilerin en klasik ve abidevi bir örneğidir. Zengin ve ferah
mekanı ile bütün Türk camileri arasında en büyük ölçüye de (318 m2) sahiptir.
Rumi ve palmetlerle ince işlenmiş küçük geçme panolar, geometrik örnekli
korkuluk şebekeleri, ön cephesindeki kitabe ve şebekeli tacı ile minber Selçuklu
üslubundan Osmanlı üslubuna geçişin şaheseridir.
Şadırvanın yapımı ile ilgili rivayete göre; Ulu Caminin yapımı için bazı
yerlerin kamulaştırılması gerekir. Şadırvanın bulunduğu yer ise bir Musevi
kadına aittir. Arazisini vermek istemeyen Musevi kadın bir gece rüyasında tüm
insanların aynı yöne koştuklarını görür. Merakla nereye gittiklerini sorar
“Cennete!” cevabını alır. O da koşmak ister ama arazisini vermediği için ona
engel olurlar. Bu rüyadan çok etkilenen Musevi kadın ertesi gün arazisini,
şadırvan yapılması koşulu ile verir.
Caminin inşası sırasında nakit zorluğu çekilip yarım bırakılınca Hıristiyan
ve Musevi cemaatler maddi katkıda bulunmuş, bunun üzerine Müslümanlar da
şükranlarını belirtmek için David’in Yıldızı ve Haç işaretlerinin oyulduğu
taşları caminin pencereleri üzerinde kullanmışlardır.
Emir Sultan Camisi ve Türbesi (Merkez): Ünlü bir bilgin olan Emir Sultan,
1391 yılında Bursa’ya gelmiş ve Yıldırım Bayezıt’ın kızı Hundi Fatma Hatun ile
evlenmiştir. Emir Sultan Cami ve türbesi, karısı tarafından II. Murat devrinde
yapılmıştır. Bursa’nın doğusunda Emir Sultan Mezarlığı yanında bir
tepededir.
Kuzey yönünde yanlarında iki oda bulunan sekiz köşeli bir türbe vardır.
Şadırvanlı avlusu ile tek kubbeli cami tipinin güzel bir örneği olan Emir Sultan
Caminin bugünkü şekli, 1804 yılında Sultan III. Selim zamanında yapılmıştır.
Muradiye Külliyesi (Merkez): Muradiye semtinde büyük bir parkın içinde yer
almaktadır. Sultan II. Murat tarafından 1424-1426 yılları arasında yaptırılan
külliye; cami, medrese, imaret, hamam ve 12 türbeden oluşmaktadır.
Cami Osmanlı mimarisinde, ilk zamanlarda çok kullanılmış olan yan mekanlı
(zaviyeli) camiler türündedir. Mihrap ve minberi 18. yy.dan kalma olup Barok
üsluptadır. Giriş kapısı ahşap işçiliğin en güzel örneklerindendir. Muradiye
Külliyesinde II. Murat ve ailesi adına yaptırılmış 12 türbe bulunmaktadır.
Orhan Cami ve Külliyesi (Merkez): 1339-1340 yıllarında Orhan Bey tarafından
yaptırılan külliye, cami, medrese, imaret, mektep, hamam ve han (Emir Hanı)
yapılarından oluşmaktadır. Ulu Caminin doğusunda olup Osmanlı külliyelerinin ilk
örneklerindendir.
Orhan Cami, Bursa’daki erken Osmanlı dönemi yapılarının en önemlilerindendir.
Yanlardaki ikiz kemerler yapının önemli özelliklerindendir. Üç sıra tuğla, bir
sıra taş düzeni ile yapılmış olup, dış yüzdeki tuğla işçiliği son derece
ilginçtir.
Hüdavendigar Cami ve Külliyesi (Merkez): 1366-1385 de Sultan I. Murat
(Hüdavendigar) tarafından yaptırılan külliye; cami, medrese, imaret, türbe ve
hamamdan oluşmakta olup, Çekirge semtindedir.
Osmanlı Mimarisinde bir benzeri daha olmayan iki katlı yapının alt katı cami,
üst katı ise medresedir. Gösterişli dış minaresi ile bir saray görünümünde olan
yapının mimarı belli değildir. Yanlardan ve önden, ortası sütunlu çift sivri
kemerlerle açılan üst kat revakları ile iki katlı cephe, Venedik saraylarını
andıran gösterişli bir manzara kazanmaktadır. Ortası açık olan kubbenin altında
şadırvan, hafif şırıltılarla ahenkli bir atmosfer yaratır.
Hüdavendigar Caminin karşısında 1389′da I. Kosova Savaşı’nda şehit düşen
Sultan I. Murat (Hüdavendigar)ın türbesi bulunmaktadır. Yıldırım Bayezıt
tarafından yaptırılan türbenin kitabesi 1722 tarihlidir.
Yıldırım Bayezıt Külliyesi (Merkez): 1390-1399 tarihleri arasında yapılan ve
şehrin doğusunda, Yıldırım semtinde bulunan külliye; cami, medrese, darüşşifa,
türbe, han, hamam, imaret, kasır, mutfak, hizmet odaları ve ahır yapılarından
oluşmaktadır.
Külliyenin ortasında bulunan cami, yan kanatlı camilerin en anıtsal
örneklerinden olup, 1399 tarihli bir vakfiyesi bulunmaktadır. Osmanlı mimarisi
bu cami ile kendine has yapı üslubunu bulmaya başlamıştır.
Caminin kuzeydoğusunda kitabesi bulunan tek yapı olan türbe yer almaktadır.
1406′da Yıldırım Bayezıt’ın oğlu Süleyman Han tarafından Mimar Ali bin Hüseyin’e
yaptırılan türbe, revaklı Osmanlı türbelerinin ilk örneğidir.
Yeşil Cami (Merkez): 1419-1420′de Çelebi Sultan Mehmet tarafından yaptırılan
caminin süslemeleri ise, 1424 de II. Murat döneminde yaptırılmıştır. Süslemede
kullanılan yeşil firuze ve çinilerden dolayı Yeşil Cami olarak tanınır. Mimarı
Hacı İvaz Paşadır. Bursa’nın en önemli Osmanlı dönemi yapılarından olup, cami
mimarisinden çok süslemeleri ile ünlüdür. Çini süslemeler caminin en önemli
özelliğidir.
Yeşil Türbe (Merkez): Bursa’nın simgesi olan yapı, Osmanlı türbe mimarisinin
en güzel örneklerindendir. Mermer bir merdivenle çıkılan sekizgen yapıyı, yüksek
bir kasnağa oturan kurşun kaplı kubbe örtmektedir. Çini süslemeleri ile eşsiz
bir yapıdır. Tümüyle çini kaplı mihrabı bir şaheserdir. Ceviz ağacından geçme
tekniği ile yapılmış, geometrik motiflerle süslü ve kitabeli kapı Osmanlı ahşap
işçiliğinin en güzel örneklerindendir.
Geruş Sinagogu (Merkez): Arap Şükrü Sokağındadır. XIV. yy. sonlarında
İspanya’dan yurt dışı edilen ve Osmanlı İmparatoru II. Selim tarafından
gönderilen kalyonlara bindirilerek Osmanlı İmparatorluğu’na kabul edilen Musevi
topluluğunun Bursa’ya yerleştirilen ilk kafileleri tarafından yaptırılmıştır.
İbranice’de “kovulmuş” anlamına gelen Geruş adının sinagoga verilmiş olması, bu
yönden anlam taşır. Günümüze son derece sağlam ve bakımlı olarak ulaşmış olup,
Musevi cemaatinin ibadetine açık tutulmaktadır.
Mayor Sinagogu (Merkez): Arap şükrü Sokağındadır. İspanya’nın Mayorka
Adası’ndan XV. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğunca kabul edilen ve Bursa’da ikamet
eden diğer Musevi kafilelerince inşa edilmiş olup, geldikleri adanın adından
esinlenerek Mayor adını almıştır. İlk yapıldığı tarih XV. yy olarak
bilinmektedir. İç kısmını süsleyen çok renkli kalem işi motifleri önemlidir.
Etz Ahayım Sinagogu (Merkez): Arap Şükrü Sokağında bulunan ve XIV. yüzyılın
başlarında yapılan sinagogun adı İbranice’de “Hayat Ağacı” anlamına gelmektedir.
Osmanlı döneminde yapılan ilk sinagog olması nedeniyle önem taşımaktadır.
Bursa’nın fethini gerçekleştiren Orhan Bey zamanında bir ferman çıkarılarak bu
sinagogun yapılmasına izin verilmiştir.
İznik Yeşil Cami (İznik): Osmanlı mimarisinin İznik’teki en önemli abidevi
yapısı olan cami, ilçenin doğusunda Lefke Kapısı’nın yakınındadır. Çandarlı
Hayrettin Paşa tarafından 1378-1398 de yaptırılmıştır.
Köşe sütunları ile mukarnas nişli, geometrik geçmeler, Rumi ve palmet
kabartmalarla süslü sade mermer mihrap, en eski ve devrin en güzel Osmanlı
örneğidir.
Selçuklu geleneğine uyan tuğla minare, camiye adını veren, yeşil firuze, sarı
ve mor renkli çinilerle süslenmiştir. İznik Yeşil Cami, Selçuklu mimarisinden
doğduğu sezilen Osmanlı üslubuna geçiş yapılarından biridir.
Hacı Özbek Cami (Çarşı Mescidi-İznik): İznik’te çarşı içindedir. 1333′te
yapılmış olup, tarihi en eski kitabeli Osmanlı camisidir.
Çandarlı Kara Halil İbrahim Paşa Türbesi (İznik): Kılıçaslan caddesi üzerinde
bulunan türbe, kerpiç duvarlı ve kakılı türbe örneklerindendir. II. Bayezıt
döneminde Faik Paşa tarafından yaptırılmıştır.
Şeyh Kudbettin Cami (İznik): Yeşil cami karşısında, İznik Müzesi’nin
yanındadır. XV. yy. başında yaptırılmıştır. Kurtuluş Savaşı’nda yıkılan yapının
bazı duvar kalıntıları ve mimarisinin bir kısmı günümüze kadar ulaşmıştır.
Musevilerin simgesi olan yedi mumlu şamdanın işlendiği bir taşın, caminin
yapımında kullanılması Müslümanların hoşgörüsüne en güzel örnektir.
Ayasofya Müzesi (İznik): Kentin ortasında IV. yy.da yapılmış bir Bizans
Kilisesi olup, Orhan Gazi zamanında camiye çevrilmiştir. Hıristıyanlarca önem
taşıyan 7. Ecumenik Konsül toplantısının yapıldığı yerdir.Şu anda yıkık
durumdadır.
Senatus (Konsül Sarayı-İznik): Hıristiyanlarca büyük önem taşıyan Konsül
toplantılarının ilkinin yapıldığı yer olan Senatus, Konsül sarayı olarak da
isimlendirilmektedir. Göl kapısı tarafında yer alan eserin kalıntıları göl
suları altındadır.
Hipogeum (Yeraltı Mezar Odası- Elbeyli-İznik): Elbeyli Köyü yolunda IV: yy.da
yapılmış bir mezar odasıdır. Freskleriyle Türkiye’deki en değerli hipojedir.
Kare duvarlarla örülmüş üstü beşik tonozludur. Batı duvarında kabartma şeklinde
iki tavus kuşu vardır. Mezarda bulunan lahit,işlemeleri ve yuvarlak kemerlerle
birbirine bağlanmış yivli sütunlarla süslenmiştir.
Kiliseler
Fransız Kilisesi: Üzeri ahşap ve kiremitle örtülü kilisede hasta bakım yeri
de vardır. 19. yy’ da yapıldığı tahmin edilmektedir.
Sinagoglar
Geruş Sinagogu: 16. yüzyıl başlarında II. Selim tarafından inşa ettirilen
sinagog Arap Şükrü sokağındadır. 14. yüzyılın sonlarında İspanya’dan sınır dışı
edilen ve Osmanlı İmparatorluğu tarafından gönderilen kalyonlara bindirilerek
Osmanlı İmparatorluğuna kabul edilen Musevî topluluğunun ilk kafileleri Bursa’ya
yerleştirilmiş ve bu sinagog kurulmuştur. Geruş Sinagogu’ nun günümüzdeki yapısı
son derece sağlam, bakımlı olup, ibadete açık tutulmaktadır.
Ets Ahayim Sinagogu: Hayat Ağacı Sinagogu olarak da bilinen Sinagog, Osmanlı
Döneminde ilk yapılan sinagog olması nedeniyle önem taşımaktadır. Bursa fethini
gerçekleştiren Orhan Bey zamanında bir ferman çıkartılarak Ets Ahayim
Sinagogunun kurulmasına izin verilmiştir.
Mayor Sinagogu: İspanya’nın Mallorca Adasından 15. yüzyılda Osmanlı
İmparatorluğunca kabul edilen ve Bursa’da yerleştirilen diğer Musevî
kafilelerince bu sinagog inşa edilmiş olup, geldikleri adanın adından
esinlenerek Mayor adını almıştır. Mayor Sinagogu’nun etkinliklerinden ve ölü
yıkama bölümü halihazırda kullanılmaktadır.
Hanlar
Emir Han: Ulu Caminin hemen altında bulunan Emir hanı, Orhan Bey tarafından,
XIV. yy ‘ın ikinci yarısında yaptırılmıştır. İç avlu çevresine sıralanan iki
katlı revak ve buraya açılan odalardan oluşan bu han Osmanlı hanlarının ilk
örneğidir. Hanın ortasında bir şadırvan ile tarihi çınarlar bulunur.
Eski (Tahıl) Han: Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan hanı, Kanuni’nin
sadrazamlarından Semiz Alizade XVI. yy da yaptırmıştır.
Geyve Hanı: Demirkapı Çarşısı’nın yanında bulunan, Hacı İvaz-Payigah olarak
bilinen han, XV yy’ da, Ahi Bayezid’in oğlu Hacı İvaz Paşa yaptırarak, Çelebi
Mehmet’e armağan etmiştir.
İpek Han: (Arabacılar Hanı) İvaz Paşa Camii yanında bulunan bu han, Çelebi
Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Bursa’daki hanların en büyüğüdür.
Koza Han: Ulu Cami ile Orhan Cami arasında bulunan bu hanı, II. Bayazıt,
İstanbul’daki hayır yapılarına gelir getirmek amacıyla 1490 yılında
yaptırmıştır. Bursa’nın en güzel ve günümüzde en yoğun olarak kullanılan
hanıdır.
Pirinç Han: 1508 yılında Sultan II. Bayazıt, İstanbul’daki vakıflarına gelir
sağlamak amacıyla yaptırmıştır. Hanın avlusunda bir tarihi çınar bulunur.
Milli Parklar
Bursa – Uludağ Milli Parkı
Yeri: Bursa İli
Ulaşım: Marmara Bölgesinde Bursa ilinin güneyinde yükselen Uludağ üzerinde
yer alan Milli Parka Bursa’dan 34 km.lik yaz-kış açık karayolu ile veya 40
kişilik kabini olan teleferikle 20 dakikada Sarıalan’a çıkılır. Oradan da
minibüslerle “oteller bölgesine”ulaşılır. Özel helikopter servisi ile
İstanbul’dan 25 dakikada Milli Parka varılabilir.
Özelliği: Yer kürenin derinliklerinden gelen magmanın kırıklar ve çatlaklar
boyunca yeryüzüne doğru yükselmesi ve katılaşması sonunda meydana gelen
Uludağ’ın jeolojik yapısını genellikle iç püskürük granit kayaçları
oluşturmaktadır.Dağın bugünkü şeklini kazanması tektonik hareketler ve farklı
aşınma etkisiyle oluşmuştur. Bursa ovasından kısa mesafede 2543 metreye kadar
yüksek Uludağ,Marmara Bölgesinin en yüksek noktasıdır.Aras çağlayanı ve
doruklarda görülen buzul izleri Uludağ’ın jeomorfolojik yapısının ilgi çekici
özellikleridir.
Milli Parkın bir başka özelliği de Bursa ovasından Uludağ’ın doruklarına
doğru değişen bitki topluluklarının meydana getirdiği orman kuşaklarıdır.
Botanik bilimci MAYR’ın bitki kuşaklarını muhtelif yüksekliklerde karakterize
etmesi bakımından Dünya Ormancılık Literatüründe özel bir önemi vardır.
Milli Parkın elverişli tabiat şartları ayı, kurt, çakal, tilki, karaca,
geyik, tavşan, domuz, keklik, yabani güvercin, akbaba, kartal, çaylak, bülbül,
çalıkuşu gibi hayvanların yaşaması ve çoğalmasına imkan vermiştir.
Aralık-Mayıs ayları boyunca Uludağ karla örtülüdür. 3.95 metreye varan kar
kalınlığı, kayak yapmaya son derece elverişli, kar kalitesi ile
Uludağ;Türkiye’nin en önemli kış sporları merkezidir.
Görülebilecek Yerler: Çobankaya ve Sarıalan kamp-günübirlik kullanım alanı
Milli Parkın farklı peyzaj değerlerini Çobankaya mevkiindeki “Bakacak Manzara
Seyir Terası” ise daha geniş bir perspektifte peyzaj değerlerini, Bursa ovasını
ve kent gelişimini ziyaretçilere sunar.
Mevcut Hizmetler ve Konaklama: Milli Park sahası içerisinde”Oteller
Bölgesi”diye adlandırılan mevkii ziyaretçilere kış aktivitelerinde kayak imkanı
sunarken, Sarıalan,Çobankaya ve Kirazlıyayla mevkiileri kamp ve günübirlik
kullanımlar için düzenlenmiş sahalardandır.
Sarıalan mevkiinde sabit (baraka, Bungalow) ve çadır ile kamp yapma imkanı
sağlamakta, oteller bölgesinde ise gerek kamu gerekse özel işletmeler gecelemeye
olanak sağlar. Çobankaya mevkiinde ise yalnızca çadırla kamp
yapılabilmektedir.
Mağaralar
Ayvaini Mağarası
Mağara Bursa İline bağlı Ayva köyünde yer almaktadır.
Özellikleri: Giriş kısmı hariç yatay gelişmiş bir mağaradır. Mağara iki ağıza
sahiptir. Mağaraya bir noktadan girip (Doğanalanı) başka bir ağızdan
çıkılmaktadır. Mağaranın hemen girişinde 17 metrelik dikey bir iniş yer
almaktadır. Mağarada bir çok göl yer almakta olup ilkbahar aylarında, suyun
yükselmesine rağmen geçilebilecek kadar sığdır.
Oylat Mağarası
Yeri: Bursa, İnegöl İlçesi, Hilmiye Köyü
Mağara Bursa-Ankara kara yolundan Oylat Kaplıcasına ayrılan yoldan yaklaşık
17 km. içeride Hilmiye köyünün bir km. güneyinde yer almaktadır.
Özellikleri: Toplam uzunluğu 665 m. olan mağara iki ana bölümden oluşur. Dar
galerilerden oluşan birinci bölüm girişten çöküntü sonuna kadar olan kısımdır.
İçeride dev kazanları ve damlataş havuzları bulunur. İkinci bölüm büyük bir
çöküntü salonudur. İri blok ve dev damlataş şekillerinden (sarkıt, dikit ve
sütun) oluşmaktadır.
Mağara önünde sıcaklık 29ºC, nem yüzde 47, girişte sıcaklık 19ºC, nem yüzde
55, dar galeride 17ºC, nem yüzde 78, çöküntü salonlarında 14ºC, yüzde 90 nem
oranlarına sahiptir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder