31 Ocak 2014 Cuma

Bursa İli Hakkında Detaylı Bilgiler


BURSA İLİ HAKKINDA GENEL BİLGİLER:

Yüz ölçümü :11.043 km²
Nüfus : 2.192.166(2000)
İl Trafik No :16
Bursa, M.Ö. yıllardan bu yana bir çok medeniyete ve onların dinlerine
beşiklik etmiş ender illerin başında gelir. İlde Müslümanlık, Hıristiyanlık ve
Musevilik dinlerine ait bir çok eser hala ayaktadır ve koruma altındadır.
Özellikle M.S. 324 yıllarında başlayan 1563 yılına kadar 17 kez toplanmış olan
ve Hıristiyanlık dini için çok önemli olan konsül toplantılarından 8 tanesi
ülkemizde gerçekleştirilmiş olup, bunlardan 1. ve 7. si İznik’te yapılmıştır.
İznik Hıristiyan dinince ülkemizdeki 8 kutsal hac merkezinden biri ve en
önemlisidir.


İLÇELER
Bursa ilinin ilçeleri; Nilüfer, Yıldırım, Osman Gazi, Büyük Orhan, Gemlik,
Gürsu, Harmancık, İnegöl, İznik, Karacabey, Kales, Kestel, Mudanya, Mustafa
Kemal Paşa, Orhaneli, Orhangazi ve Yenişehir’dir.
Gemlik :Bursa’nın 30 km. kuzeybatısında aynı adlı körfezin kıyısında
kurulmuştur. Gemlik’e bağlı Kurşunlu, Küçük Kumla, Büyük Kumla, Karacaali yaz
turizminin yoğun olarak yaşandığı kıyılardır.
İnegöl :Bursa’nın 454 km güneydoğusunda yer alan İnegöl, Antik dönemde
Ankedoma adıyla tanınmaktaydı. İlçedeki önemli tarihi eserler Osmanlı döneminden
kalmadır.


1481′de Sadrazam İshak Paşa tarafından yaptırılan İshak Paşa Cami ve
Külliyesi, Hamza Bey Cami, Yıldırım Cami (Cuma Camii), Kurşunlu Cami, Kurşunlu
Han ve Ortaköy Kervansarayı İnegöl’deki tarihi eserlerdir. İnegöl’ün 13 km
batısında Sultan köyünde XIV. yüzyılda yaşamış Germiyanoğlu Geyik Baba ile Balım
Sultan adına, Orhan Bey tarafından yaptırılmış Geyikli Baba Türbesi önemli bir
ziyaret yeridir. Boğazova Yaylası, Arabaoturağı Yaylası, Alaçam Yaylası, tarihi
çınarlar İnegöl’ün tabii güzellikleridir.
Karacabey : Bursa’nın 65 km batısında yer alan Karacabey ilçesi, Antik
dönemde Mihaliç adı ile bilinmekteydi. Kentin belli başlı tarihi eserleri Sultan
I. Murat’ın yaptırdığı Ulu Cami,1457 yılında Karaca Bey tarafından yaptırılan
Karacabey Cami (İmaret Cami) ile Karacabey-Bursa yolu üzerinde ve Uluabat
kıyısındaki Osmanlı dönemi yapısı Issız Han’dır.
Keles :Uludağ’ın güney eteklerinde kurulu olan Keleş ilçesi, Bithynia, Roma,
Bizans kalıntılarına sahiptir. XIV. yüzyılda Osmanlı egemenliğine girmiştir.
İlçenin en önemli tarihi yapısı Sultan Yıldırım Bayezid’in Yakup Çelebi
tarafından yaptırılan cami, hamam ve medreseden oluşan Yakup Çelebi
Külliyesidir.
Kelesin Kocayayla mevkii kampçılık ve trekking için eşsiz bir doğa
parçasıdır. Kocasu ırmağı rafting sporu için elverişli şartlara sahiptir.
Mudanya :Bursa’nın 25 km kuzeybatısında ve Marmara Denizi kıyısında yer alan
Mudanya, Bursa’nın iskelesi durumundadır.Temiz havası ile yaz turizminin yoğun
olarak yaşandığı Mudanya civarında en tanınmış günübirlik gezi yeri
Çanaklıçeşme’dir.
Osmanlı evlerinin en güzelleri Mudanya’dadır. Bu evlerin en önemlisi Tahir
Paşa Konağıdır.


Mustafakemalpaşa :İlkçağdan beri çeşitli yerleşimlere sahne olan ilçenin eski
adı Kirmastı’dır. Yakınında Miletopolis ören yeri bulunmaktadır. İlçe merkezinde
Lala Şahin Türbesi, Hamzabey Cami ve Türbesi, Şeyhmüftü Cami ve Türbesi yanı
sıra Dorak Hazineleri bölgesi, Kestelek Harabeleri ilgiye değer tarihi
yerlerdir. Muradiye Sarnıç köyü yakınlarındaki Suuçtu Şelalesi, Söğütalan
bucağındaki Suçıktı mesiresi Mustafakemalpaşa civarındaki eşsiz
harikalarıdır.
Yenişehir :Bursa’nın 45 km doğusunda yer alan Yenişehir antik çağda Neopolis
olarak tanınıyordu. Osman Gazi döneminde Osmanlı topraklarına katılan ilçe,
Osman Gazi tarafından gazilerine kılıç hakkı adıyla yurtluk olarak verilmiştir.
İskana açılan yerde kurulan kent Yenişehir adını almıştır.
Osmanlı döneminden kalan zengin tarihi eserlere sahip Yenişehir’de Osman
Gazi’ nin yaptırdığı saraydan arda kalan Saray Hamamı, I. Murad döneminden kalma
Postinpuş Baba Zaviyesi, XIV. yüzyılda inşa edilen Voyvoda Cami (Çınarlı Cami),
XVI. yüzyılda yapılmış olan Koca Sinan Paşa Külliyesi, Bali Bey Cami, Orhan Bey
tarafından yaptırılan Ulu Cami, Süleyman Paşa Külliyesi, 1645′de Yenişehirli
Deli Hüseyin Paşanın yaptırdığı Çifte Hamam, Yarhisar Köyü Orhan Cami ve Saat
Kulesi görülmeye değer tarihi yapılardır.
Büyükorhan :Bursa’nın 86 km. güneyindedir. İlçenin yarısı ormanlık alana
sahip olup tabii güzelliklerinden Görecik yaylası ilçeye 6 km. uzaklıktadır.
Gürsu :Bursa merkezine 12 km. uzaklıktaki Gürsu ilçesi,tarihi çınar
ağaçları,Osmanlı evleri,tarihi hamam ve camisi ile şirin bir ilçedir.
Kestel :Bursa’nın 12 km. doğusunda yer alan Kestel,Bursa ile hemen hemen
birleşmiş gibidir. Kestel adı Roma Döneminde yapılan ve Kastel adı verilen
kalesinden gelmektedir.
Orhaneli :Bursa’nın 55 km. güneyinde ve Uludağ eteklerindedir. Orhaneli
yakınlarındaki Çınarcık günübirlik bir turistik alandır ve tabii güzellikleri
ile ünlüdür.
Orhangazi :Bursa’nın 48 km. kuzeyinde ve Bursa-Yalova yolu üzerindedir.
Bursa’dan sonra sanayi açısından ikinci sırayı almaktadır. İznik Gölü’nün batı
kıyısında uzanan topraklarda, Keramet Kaplıcası’nın kliminotolojik etkisi ile
dünyanın en lezzetli zeytinin yetiştiği yer olmuştur.


GEZİLECEK YERLER
İZNİK
İznik, her avuç toprağı binlerce yıldır kültür kalıntıları ile yoğrulmuş,
bölgede, yüzyıllar boyu tarih sayfalarının baş köşelerinde yerini almış bir
kenttir. Dört imparatorluğa başkentlik yapmış nadir yerleşimlerden biridir.
Çinicilik
İznik çiniciliğinin gelişimini, tarihleri bilinen yapılar üzerindeki çini
kaplamalardan açık-seçik görülebilir. 1378/91 yılları arasında yapılan İznik
Yeşil Cami minaresini süsleyen en eski Osmanlı çinileri teknik ve dekor
bakımından Selçuk geleneğini devam ettirmekle beraber renk ve tonları onlardan
daha zengindir. Camiye ismini veren bu çiniler firuze ve yeşil renklerin
çeşitliliği ve zenginliğiyle dikkat çekerler.
İstanbul’daki yapılarda kullanılan çinilerin İznik’te yapıldığını tarihsel
belgelerden öğreniyoruz. Milet, Şam grubu ve Rodos işi adı ile tanınan
seramiklerin merkezi İznik’tir. XVII. yy.da İznik’e gelen gezgin Evliya Çelebi,
300′den fazla çini fırınının bulunduğundan söz eder. İznik çinilerinde; lâle,
sümbül, nar, karanfil gibi çiçek motifleri kullanılmıştır. Ayrıca insan, kuş,
balık, tavşan, köpek gibi hayvan ve gemi motiflerine de rastlanır. Mavi, firuze,
yeşil ve kırmızı en çok kullanılan renklerdir.
Tarihçe: Kent yakınlarındaki Karadin, Çiçekli, Yüğücek ve Çakırca
Höyüklerinde M.Ö. 2500 yıllarına inen uygarlık izleri saklıdır. M.Ö. VII.
yüzyılda Trak kavimlerinin göçlerinden önce burada kurulan yerleşim ‘Helikare’
adını almıştır. Kentte basılan sikkelerde Khryseapolis (Altın Şehir) adı
okunmaktadır.
Makedonya İmparatoru İskender’in generali Antigonos tarafından M.Ö. 316
yılında yenilenen kent Antigoneia adını almıştır. İskender’in ölümünden sonra
Antigonos ile general Lysimakhos arasındaki savaşı kazanan Lysimakhos kente,
Antipatros’un kızı olan eşi Nikaia’nın adını vermiştir. M.Ö. 293′te Bithynia
Krallığı’na bağlanan kent, önemli mimari yapılarla süslenmiştir. Bir süre
Bithynia Krallığı’nın başkenti olan Nikaia daha sonra Roma’nın önemli bir
yerleşimi olarak varlığını sürdürür.
Nikaia, Bithynia havarilerden Petrus’un çabaları ile Hıristiyanlık ile
tanışır. İmparator l. Constantinus döneminde Hıristiyanlık üzerindeki yasaklar
kalkar. 325 yılı yazı başında Nikaia, Hıristiyanlık için çok önemli bir olaya
sahne olur ve Birinci Konsül, Senatus Sarayı’nda toplanır. İmparator
Constantinus’un da katıldığı toplantıda iki önemli görüş tartışılır.
İskenderiyeli din adamı Arius’un görüşü “.//hz. İsa’nın sadece bir insan olduğu
ve tanrıdan dünyaya gelmediğidir.” Kısa sürede taraftar toplayan bu teze,
Piskoposlar karşı çıkmıştır. Hıristiyan dünyasınca bugün de savunulan “Hz.
İsa’nın Tanrı nın oğlu olduğu” tezi uzun tartışmalardan sonra kabul görmüştür.
Hıristiyanlıkla ilgili yortu günleri ve Nikaia Kanunları adı ile bilinen 20
maddelik metin bu Konsülden sonra kabul edilmiştir.
787 yılında İznik Ayasofya’sında VII. Konsül toplandı. İmparatoriçe İrene’nin
önderliği ile resim ve heykel üzerindeki yasaklar kaldırıldı.
İznik, Selçukluların Bizanslıların da başkenti olmuştur.
1331 yılında Osmanlı orduları tarafından ele geçirilen İznik, Osmanlı
dönemiyle birlikte canlanmaya başladı. Osmanlı idaresinde İznik, sanat, ticaret
ve kültür merkezi oldu. Orhan Gazi Medresesinde birçok ünlü ders verdi. Davud-u
Kayseri, Ebul Fadıl Musa, Eşrefoğlu Abdullah Rumi gibi ünlü tasavvuflar İznik’te
yaşadı ve eserler verdi. Osmanlı döneminin ilk cami, medresesi ve imareti
İznik’te inşa edildi.
XIV ve XV. yüzyıllarda XVI. yüzyılda İznik bir sanat merkezi olmuş, dünyaca
ünlü çini ve seramikler burada üretilmiştir. İznik, Hellenistik çağdan kalma
ızgara planlı kent yerleşimi, Roma, Bizans ve Osmanlı döneminden kalan anıtsal
yapıları ile tarihi kent dokusunu bütün canlılığıyla korumaktadır.
İklim: İznik genellikle ılıman bir iklime sahiptir. İlçede kışlar genel
olarak çok yağışlı, yazlar ise kuraklığa sebep olmayacak derecede yağışlı
geçer.


MUDANYA
Bursa’nın 25 km kuzeybatısında ve Marmara Denizi kıyısında yer alan Mudanya
temiz havası ile yaz turizminin yoğun olarak yaşandığı bir merkezdir.
Tarihçe
Mudanya, İonya’nın 12 büyük kentinden biri olan Kolofonlu göçmenler
tarafından M.Ö. VII. Yüzyılda kurulmuştur. Apamcia-Myrleia atlı bu antik kent
bugünkü Hisarlık tepede yer almaktaydı. Mudanya Roma, Bizans ve Osmanlı
döneminde yaşamıştır.
İklim
Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır.
CUMALIKIZIK
Osmanlı sivil mimarisinin en görkemli köy yerleşimini günümüze ulaştıran
Cumalıkızık, son yıllarda ülkemiz yanında tüm dünyada da tanınmaya başlamıştır.
O kültür varlıkları yanında doğal varlıklarca da zengindir.
Tarihçe:Osmanlıların Bursa’da ilk yerleştikleri bölgelerden olan Cumalıkızık,
180′i halen kullanılan, bazılarında ise koruma ve restorasyon çalışmalarının
yapıldığı toplam 270 ev ile Osmanlı dönemi konut dokusunu günümüze
taşımaktadır.
Cumalıkızık yerleşiminin güneydoğusunda Uludağ eteklerindeki Ihlamurcu
mevkiinde Bizans devrine ait bir kilise kalıntısı 1969 yılında tespit
edilmiştir, Kilise kalıntısının yüzeyde rastlanan bazı mimari parçaları Bursa
Arkeoloji Müzesi’nde saklanmaktadır. Bursa yakınlarında kurulan Osmanlı Beyliği
kuruluşundan kısa zaman sonra bölgeye hakim olmayı başarmış, 1326 yılında
Bursa’yı, 1331 yılında İznik’i fethederek yörede varlığını kesin olarak kabul
ettirmiştir. Böylece Osmanlı halkının bu topraklara yerleşerek kentler ve köyler
oluşturması sağlanmıştır. Cumalıkızık vakıf köyü olarak kurulmuştur ve bu
özelliğini yerleşim dokusu konut mimarisi, yaşam biçimine yansıtmıştır.Uludağ’ın
kuzeyindeki dik etekler ile vadilerin arasında sıkışıp kalan yöre köylerine bu
konumlarından dolayı ”kızık” adı verilmiştir. Köylerin birbirlerinden ayrılması
için de dereye yakın olanına Derekızık, Fidye verene Fidyekızık ve Kızık
köylerinden topluca gidilerek cuma namazı kılınan köye de Cumalıkızık adları
verilmiştir.
İklim:Kışlar genel olarak çok yağışlı,yazlar ise kuraklığa sebep olmayacak
derecede yağışlı geçer.
Kaleler
Bursa Kalesi: Bursa Kalesi’nin yapılışı M.Ö. I. yüzyıla dayanır. Bugün
surların uzunluğu iki km. kadardır.
Camiler
Önemli bir inanç turizmi merkezi olan Bursa’da Yıldırım Camii ve Türbesi,
Yeşil Cami ve Türbesi, Emir Sultan Camii ve Türbesi, Ulu Cami (Cami Kebir),
Muradiye Külliyesi, Hüdavendigar Cami ve Külliyesi önemli cami ve
külliyeleridir.
Bursa Cami ve Külliyeleri
Ulu Cami (Merkez): 1396-1400 yıllarında Yıldırım Bayezıt tarafından,
tamamıyla kesme taştan, çok kalın ve yüksek duvarlarla 12 ağır dört köşeli paye
üzerine, pandantiflerle, yirmi kubbeli olarak yaptırılmıştır.
Çok kubbeli camilerin en klasik ve abidevi bir örneğidir. Zengin ve ferah
mekanı ile bütün Türk camileri arasında en büyük ölçüye de (318 m2) sahiptir.
Rumi ve palmetlerle ince işlenmiş küçük geçme panolar, geometrik örnekli
korkuluk şebekeleri, ön cephesindeki kitabe ve şebekeli tacı ile minber Selçuklu
üslubundan Osmanlı üslubuna geçişin şaheseridir.
Şadırvanın yapımı ile ilgili rivayete göre; Ulu Caminin yapımı için bazı
yerlerin kamulaştırılması gerekir. Şadırvanın bulunduğu yer ise bir Musevi
kadına aittir. Arazisini vermek istemeyen Musevi kadın bir gece rüyasında tüm
insanların aynı yöne koştuklarını görür. Merakla nereye gittiklerini sorar
“Cennete!” cevabını alır. O da koşmak ister ama arazisini vermediği için ona
engel olurlar. Bu rüyadan çok etkilenen Musevi kadın ertesi gün arazisini,
şadırvan yapılması koşulu ile verir.
Caminin inşası sırasında nakit zorluğu çekilip yarım bırakılınca Hıristiyan
ve Musevi cemaatler maddi katkıda bulunmuş, bunun üzerine Müslümanlar da
şükranlarını belirtmek için David’in Yıldızı ve Haç işaretlerinin oyulduğu
taşları caminin pencereleri üzerinde kullanmışlardır.
Emir Sultan Camisi ve Türbesi (Merkez): Ünlü bir bilgin olan Emir Sultan,
1391 yılında Bursa’ya gelmiş ve Yıldırım Bayezıt’ın kızı Hundi Fatma Hatun ile
evlenmiştir. Emir Sultan Cami ve türbesi, karısı tarafından II. Murat devrinde
yapılmıştır. Bursa’nın doğusunda Emir Sultan Mezarlığı yanında bir
tepededir.
Kuzey yönünde yanlarında iki oda bulunan sekiz köşeli bir türbe vardır.
Şadırvanlı avlusu ile tek kubbeli cami tipinin güzel bir örneği olan Emir Sultan
Caminin bugünkü şekli, 1804 yılında Sultan III. Selim zamanında yapılmıştır.
Muradiye Külliyesi (Merkez): Muradiye semtinde büyük bir parkın içinde yer
almaktadır. Sultan II. Murat tarafından 1424-1426 yılları arasında yaptırılan
külliye; cami, medrese, imaret, hamam ve 12 türbeden oluşmaktadır.
Cami Osmanlı mimarisinde, ilk zamanlarda çok kullanılmış olan yan mekanlı
(zaviyeli) camiler türündedir. Mihrap ve minberi 18. yy.dan kalma olup Barok
üsluptadır. Giriş kapısı ahşap işçiliğin en güzel örneklerindendir. Muradiye
Külliyesinde II. Murat ve ailesi adına yaptırılmış 12 türbe bulunmaktadır.
Orhan Cami ve Külliyesi (Merkez): 1339-1340 yıllarında Orhan Bey tarafından
yaptırılan külliye, cami, medrese, imaret, mektep, hamam ve han (Emir Hanı)
yapılarından oluşmaktadır. Ulu Caminin doğusunda olup Osmanlı külliyelerinin ilk
örneklerindendir.
Orhan Cami, Bursa’daki erken Osmanlı dönemi yapılarının en önemlilerindendir.
Yanlardaki ikiz kemerler yapının önemli özelliklerindendir. Üç sıra tuğla, bir
sıra taş düzeni ile yapılmış olup, dış yüzdeki tuğla işçiliği son derece
ilginçtir.
Hüdavendigar Cami ve Külliyesi (Merkez): 1366-1385 de Sultan I. Murat
(Hüdavendigar) tarafından yaptırılan külliye; cami, medrese, imaret, türbe ve
hamamdan oluşmakta olup, Çekirge semtindedir.
Osmanlı Mimarisinde bir benzeri daha olmayan iki katlı yapının alt katı cami,
üst katı ise medresedir. Gösterişli dış minaresi ile bir saray görünümünde olan
yapının mimarı belli değildir. Yanlardan ve önden, ortası sütunlu çift sivri
kemerlerle açılan üst kat revakları ile iki katlı cephe, Venedik saraylarını
andıran gösterişli bir manzara kazanmaktadır. Ortası açık olan kubbenin altında
şadırvan, hafif şırıltılarla ahenkli bir atmosfer yaratır.
Hüdavendigar Caminin karşısında 1389′da I. Kosova Savaşı’nda şehit düşen
Sultan I. Murat (Hüdavendigar)ın türbesi bulunmaktadır. Yıldırım Bayezıt
tarafından yaptırılan türbenin kitabesi 1722 tarihlidir.
Yıldırım Bayezıt Külliyesi (Merkez): 1390-1399 tarihleri arasında yapılan ve
şehrin doğusunda, Yıldırım semtinde bulunan külliye; cami, medrese, darüşşifa,
türbe, han, hamam, imaret, kasır, mutfak, hizmet odaları ve ahır yapılarından
oluşmaktadır.
Külliyenin ortasında bulunan cami, yan kanatlı camilerin en anıtsal
örneklerinden olup, 1399 tarihli bir vakfiyesi bulunmaktadır. Osmanlı mimarisi
bu cami ile kendine has yapı üslubunu bulmaya başlamıştır.
Caminin kuzeydoğusunda kitabesi bulunan tek yapı olan türbe yer almaktadır.
1406′da Yıldırım Bayezıt’ın oğlu Süleyman Han tarafından Mimar Ali bin Hüseyin’e
yaptırılan türbe, revaklı Osmanlı türbelerinin ilk örneğidir.
Yeşil Cami (Merkez): 1419-1420′de Çelebi Sultan Mehmet tarafından yaptırılan
caminin süslemeleri ise, 1424 de II. Murat döneminde yaptırılmıştır. Süslemede
kullanılan yeşil firuze ve çinilerden dolayı Yeşil Cami olarak tanınır. Mimarı
Hacı İvaz Paşadır. Bursa’nın en önemli Osmanlı dönemi yapılarından olup, cami
mimarisinden çok süslemeleri ile ünlüdür. Çini süslemeler caminin en önemli
özelliğidir.
Yeşil Türbe (Merkez): Bursa’nın simgesi olan yapı, Osmanlı türbe mimarisinin
en güzel örneklerindendir. Mermer bir merdivenle çıkılan sekizgen yapıyı, yüksek
bir kasnağa oturan kurşun kaplı kubbe örtmektedir. Çini süslemeleri ile eşsiz
bir yapıdır. Tümüyle çini kaplı mihrabı bir şaheserdir. Ceviz ağacından geçme
tekniği ile yapılmış, geometrik motiflerle süslü ve kitabeli kapı Osmanlı ahşap
işçiliğinin en güzel örneklerindendir.
Geruş Sinagogu (Merkez): Arap Şükrü Sokağındadır. XIV. yy. sonlarında
İspanya’dan yurt dışı edilen ve Osmanlı İmparatoru II. Selim tarafından
gönderilen kalyonlara bindirilerek Osmanlı İmparatorluğu’na kabul edilen Musevi
topluluğunun Bursa’ya yerleştirilen ilk kafileleri tarafından yaptırılmıştır.
İbranice’de “kovulmuş” anlamına gelen Geruş adının sinagoga verilmiş olması, bu
yönden anlam taşır. Günümüze son derece sağlam ve bakımlı olarak ulaşmış olup,
Musevi cemaatinin ibadetine açık tutulmaktadır.
Mayor Sinagogu (Merkez): Arap şükrü Sokağındadır. İspanya’nın Mayorka
Adası’ndan XV. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğunca kabul edilen ve Bursa’da ikamet
eden diğer Musevi kafilelerince inşa edilmiş olup, geldikleri adanın adından
esinlenerek Mayor adını almıştır. İlk yapıldığı tarih XV. yy olarak
bilinmektedir. İç kısmını süsleyen çok renkli kalem işi motifleri önemlidir.
Etz Ahayım Sinagogu (Merkez): Arap Şükrü Sokağında bulunan ve XIV. yüzyılın
başlarında yapılan sinagogun adı İbranice’de “Hayat Ağacı” anlamına gelmektedir.
Osmanlı döneminde yapılan ilk sinagog olması nedeniyle önem taşımaktadır.
Bursa’nın fethini gerçekleştiren Orhan Bey zamanında bir ferman çıkarılarak bu
sinagogun yapılmasına izin verilmiştir.
İznik Yeşil Cami (İznik): Osmanlı mimarisinin İznik’teki en önemli abidevi
yapısı olan cami, ilçenin doğusunda Lefke Kapısı’nın yakınındadır. Çandarlı
Hayrettin Paşa tarafından 1378-1398 de yaptırılmıştır.
Köşe sütunları ile mukarnas nişli, geometrik geçmeler, Rumi ve palmet
kabartmalarla süslü sade mermer mihrap, en eski ve devrin en güzel Osmanlı
örneğidir.
Selçuklu geleneğine uyan tuğla minare, camiye adını veren, yeşil firuze, sarı
ve mor renkli çinilerle süslenmiştir. İznik Yeşil Cami, Selçuklu mimarisinden
doğduğu sezilen Osmanlı üslubuna geçiş yapılarından biridir.
Hacı Özbek Cami (Çarşı Mescidi-İznik): İznik’te çarşı içindedir. 1333′te
yapılmış olup, tarihi en eski kitabeli Osmanlı camisidir.
Çandarlı Kara Halil İbrahim Paşa Türbesi (İznik): Kılıçaslan caddesi üzerinde
bulunan türbe, kerpiç duvarlı ve kakılı türbe örneklerindendir. II. Bayezıt
döneminde Faik Paşa tarafından yaptırılmıştır.
Şeyh Kudbettin Cami (İznik): Yeşil cami karşısında, İznik Müzesi’nin
yanındadır. XV. yy. başında yaptırılmıştır. Kurtuluş Savaşı’nda yıkılan yapının
bazı duvar kalıntıları ve mimarisinin bir kısmı günümüze kadar ulaşmıştır.
Musevilerin simgesi olan yedi mumlu şamdanın işlendiği bir taşın, caminin
yapımında kullanılması Müslümanların hoşgörüsüne en güzel örnektir.
Ayasofya Müzesi (İznik): Kentin ortasında IV. yy.da yapılmış bir Bizans
Kilisesi olup, Orhan Gazi zamanında camiye çevrilmiştir. Hıristıyanlarca önem
taşıyan 7. Ecumenik Konsül toplantısının yapıldığı yerdir.Şu anda yıkık
durumdadır.
Senatus (Konsül Sarayı-İznik): Hıristiyanlarca büyük önem taşıyan Konsül
toplantılarının ilkinin yapıldığı yer olan Senatus, Konsül sarayı olarak da
isimlendirilmektedir. Göl kapısı tarafında yer alan eserin kalıntıları göl
suları altındadır.
Hipogeum (Yeraltı Mezar Odası- Elbeyli-İznik): Elbeyli Köyü yolunda IV: yy.da
yapılmış bir mezar odasıdır. Freskleriyle Türkiye’deki en değerli hipojedir.
Kare duvarlarla örülmüş üstü beşik tonozludur. Batı duvarında kabartma şeklinde
iki tavus kuşu vardır. Mezarda bulunan lahit,işlemeleri ve yuvarlak kemerlerle
birbirine bağlanmış yivli sütunlarla süslenmiştir.
Kiliseler
Fransız Kilisesi: Üzeri ahşap ve kiremitle örtülü kilisede hasta bakım yeri
de vardır. 19. yy’ da yapıldığı tahmin edilmektedir.
Sinagoglar
Geruş Sinagogu: 16. yüzyıl başlarında II. Selim tarafından inşa ettirilen
sinagog Arap Şükrü sokağındadır. 14. yüzyılın sonlarında İspanya’dan sınır dışı
edilen ve Osmanlı İmparatorluğu tarafından gönderilen kalyonlara bindirilerek
Osmanlı İmparatorluğuna kabul edilen Musevî topluluğunun ilk kafileleri Bursa’ya
yerleştirilmiş ve bu sinagog kurulmuştur. Geruş Sinagogu’ nun günümüzdeki yapısı
son derece sağlam, bakımlı olup, ibadete açık tutulmaktadır.
Ets Ahayim Sinagogu: Hayat Ağacı Sinagogu olarak da bilinen Sinagog, Osmanlı
Döneminde ilk yapılan sinagog olması nedeniyle önem taşımaktadır. Bursa fethini
gerçekleştiren Orhan Bey zamanında bir ferman çıkartılarak Ets Ahayim
Sinagogunun kurulmasına izin verilmiştir.
Mayor Sinagogu: İspanya’nın Mallorca Adasından 15. yüzyılda Osmanlı
İmparatorluğunca kabul edilen ve Bursa’da yerleştirilen diğer Musevî
kafilelerince bu sinagog inşa edilmiş olup, geldikleri adanın adından
esinlenerek Mayor adını almıştır. Mayor Sinagogu’nun etkinliklerinden ve ölü
yıkama bölümü halihazırda kullanılmaktadır.
Hanlar
Emir Han: Ulu Caminin hemen altında bulunan Emir hanı, Orhan Bey tarafından,
XIV. yy ‘ın ikinci yarısında yaptırılmıştır. İç avlu çevresine sıralanan iki
katlı revak ve buraya açılan odalardan oluşan bu han Osmanlı hanlarının ilk
örneğidir. Hanın ortasında bir şadırvan ile tarihi çınarlar bulunur.
Eski (Tahıl) Han: Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan hanı, Kanuni’nin
sadrazamlarından Semiz Alizade XVI. yy da yaptırmıştır.
Geyve Hanı: Demirkapı Çarşısı’nın yanında bulunan, Hacı İvaz-Payigah olarak
bilinen han, XV yy’ da, Ahi Bayezid’in oğlu Hacı İvaz Paşa yaptırarak, Çelebi
Mehmet’e armağan etmiştir.
İpek Han: (Arabacılar Hanı) İvaz Paşa Camii yanında bulunan bu han, Çelebi
Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Bursa’daki hanların en büyüğüdür.
Koza Han: Ulu Cami ile Orhan Cami arasında bulunan bu hanı, II. Bayazıt,
İstanbul’daki hayır yapılarına gelir getirmek amacıyla 1490 yılında
yaptırmıştır. Bursa’nın en güzel ve günümüzde en yoğun olarak kullanılan
hanıdır.
Pirinç Han: 1508 yılında Sultan II. Bayazıt, İstanbul’daki vakıflarına gelir
sağlamak amacıyla yaptırmıştır. Hanın avlusunda bir tarihi çınar bulunur.
Milli Parklar
Bursa – Uludağ Milli Parkı
Yeri: Bursa İli
Ulaşım: Marmara Bölgesinde Bursa ilinin güneyinde yükselen Uludağ üzerinde
yer alan Milli Parka Bursa’dan 34 km.lik yaz-kış açık karayolu ile veya 40
kişilik kabini olan teleferikle 20 dakikada Sarıalan’a çıkılır. Oradan da
minibüslerle “oteller bölgesine”ulaşılır. Özel helikopter servisi ile
İstanbul’dan 25 dakikada Milli Parka varılabilir.
Özelliği: Yer kürenin derinliklerinden gelen magmanın kırıklar ve çatlaklar
boyunca yeryüzüne doğru yükselmesi ve katılaşması sonunda meydana gelen
Uludağ’ın jeolojik yapısını genellikle iç püskürük granit kayaçları
oluşturmaktadır.Dağın bugünkü şeklini kazanması tektonik hareketler ve farklı
aşınma etkisiyle oluşmuştur. Bursa ovasından kısa mesafede 2543 metreye kadar
yüksek Uludağ,Marmara Bölgesinin en yüksek noktasıdır.Aras çağlayanı ve
doruklarda görülen buzul izleri Uludağ’ın jeomorfolojik yapısının ilgi çekici
özellikleridir.
Milli Parkın bir başka özelliği de Bursa ovasından Uludağ’ın doruklarına
doğru değişen bitki topluluklarının meydana getirdiği orman kuşaklarıdır.
Botanik bilimci MAYR’ın bitki kuşaklarını muhtelif yüksekliklerde karakterize
etmesi bakımından Dünya Ormancılık Literatüründe özel bir önemi vardır.
Milli Parkın elverişli tabiat şartları ayı, kurt, çakal, tilki, karaca,
geyik, tavşan, domuz, keklik, yabani güvercin, akbaba, kartal, çaylak, bülbül,
çalıkuşu gibi hayvanların yaşaması ve çoğalmasına imkan vermiştir.
Aralık-Mayıs ayları boyunca Uludağ karla örtülüdür. 3.95 metreye varan kar
kalınlığı, kayak yapmaya son derece elverişli, kar kalitesi ile
Uludağ;Türkiye’nin en önemli kış sporları merkezidir.
Görülebilecek Yerler: Çobankaya ve Sarıalan kamp-günübirlik kullanım alanı
Milli Parkın farklı peyzaj değerlerini Çobankaya mevkiindeki “Bakacak Manzara
Seyir Terası” ise daha geniş bir perspektifte peyzaj değerlerini, Bursa ovasını
ve kent gelişimini ziyaretçilere sunar.
Mevcut Hizmetler ve Konaklama: Milli Park sahası içerisinde”Oteller
Bölgesi”diye adlandırılan mevkii ziyaretçilere kış aktivitelerinde kayak imkanı
sunarken, Sarıalan,Çobankaya ve Kirazlıyayla mevkiileri kamp ve günübirlik
kullanımlar için düzenlenmiş sahalardandır.
Sarıalan mevkiinde sabit (baraka, Bungalow) ve çadır ile kamp yapma imkanı
sağlamakta, oteller bölgesinde ise gerek kamu gerekse özel işletmeler gecelemeye
olanak sağlar. Çobankaya mevkiinde ise yalnızca çadırla kamp
yapılabilmektedir.
Mağaralar
Ayvaini Mağarası
Mağara Bursa İline bağlı Ayva köyünde yer almaktadır.
Özellikleri: Giriş kısmı hariç yatay gelişmiş bir mağaradır. Mağara iki ağıza
sahiptir. Mağaraya bir noktadan girip (Doğanalanı) başka bir ağızdan
çıkılmaktadır. Mağaranın hemen girişinde 17 metrelik dikey bir iniş yer
almaktadır. Mağarada bir çok göl yer almakta olup ilkbahar aylarında, suyun
yükselmesine rağmen geçilebilecek kadar sığdır.
Oylat Mağarası
Yeri: Bursa, İnegöl İlçesi, Hilmiye Köyü
Mağara Bursa-Ankara kara yolundan Oylat Kaplıcasına ayrılan yoldan yaklaşık
17 km. içeride Hilmiye köyünün bir km. güneyinde yer almaktadır.
Özellikleri: Toplam uzunluğu 665 m. olan mağara iki ana bölümden oluşur. Dar
galerilerden oluşan birinci bölüm girişten çöküntü sonuna kadar olan kısımdır.
İçeride dev kazanları ve damlataş havuzları bulunur. İkinci bölüm büyük bir
çöküntü salonudur. İri blok ve dev damlataş şekillerinden (sarkıt, dikit ve
sütun) oluşmaktadır.
Mağara önünde sıcaklık 29ºC, nem yüzde 47, girişte sıcaklık 19ºC, nem yüzde
55, dar galeride 17ºC, nem yüzde 78, çöküntü salonlarında 14ºC, yüzde 90 nem
oranlarına sahiptir.

Burdur İli Hakkında Detaylı Bilgiler:

Burdur İli Hakkında Detaylı Bilgiler:


Burdur ili, Türkiye'nin Akdeniz Bölgesi'nde bulunan bir ilidir. Burdur'un plaka kodu 15, il sınırlarındaki toplam nüfus 256.803'tür.Merkez nüfusu : 78.400'dür.

Tarih
Klasik Grek Çağı’nda Psidya olarak isimlendirilen bu bölgeye Türk’lerin gelişi 1071 Malazgirt Muharebesi'ne dayanır. Bugünkü Burdur toprakları Anadolu Selçuklu Devleti idaresinden sonra Hamitoğulları Beyliği eline geçmiş. 1391 yılında Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştir. 1852’de yapilan yoresel idare reformu ile Burdur Sancağı olmuş ve Cumhuriyetle birlikte il merkezi olmuştur. Şu anda Burdur ili, merkez ilçeyle birlikte 11 ilçeden oluşmaktadır.

Coğrafya
Burdur ili 36-53 ve 37-50 kuzey enlemleri ile 29-24 ve 30-53 doğu boylamları arasında yer alır. Burdur, Göller Yöresi veya Göller Bölgesi adı verilen bölgede yer almaktadır.

İlin doğal yapısı oldukça engebelidir. İl arazisinin
     %60.6’si dağlık,
     %2.7’si yayla,
     %19’u ova ve
     %17.6’si engebelidir.

Burdur ili tümü ile 950 metre uzerindedir ve genel yüksekliği (ortalama) 1000 metredir. Burdur'a güneyden Batı Torosların uzantıları üzerindeki Boncuk Dağları, Elmalı Dağı ve Katrancık Dağı, doğudan yine Batı Torosların uzantısı olan Kuyucak ve Dedegöl Daği, kuzeyden Burdur Gölü ve Karakus Dağı sırası, batıdan ise Acıgöl ve Eseler Dağları gibi doğal sınırlarla çevrilmiştir. En yüksek yeri ise 2598 metrelik Koçaş Dağıdır.

Burdur ili topraklar genelde killi ve kireçlidir.

Burdur güneyde Antalya, batıda Denizli, güneybatıda Muğla, kuzeyde Afyon ve kuzeydoğuda Isparta illeri ile sınırlıdır.

Burdur Akdeniz Bölgesinde karasal ic tarafinda yer aldığından karasal iklim hüküm sürmekte olup, kış mevsimi sert ve genellikle kar yağışlı, yaz mevsimi ise kurak ve sıcak geçmektedir.

Burdur'da bol sayıda göl ve orta boy akarsu bulunmaktadır.

Türkiye'nin önemli göllerinden olan Burdur Gölü her türlü su sporları için elverişlidir. İlin diger önemli gölleri ise Salda, Yarışlı, Karataş ve Gölhisar Gölüdür. Birçok sulama göletlerinin yani sıra, Karacaören, Yapraklı, Onaç 1 ve Onaç 2 ve Karamanlı Barajları vardır.

İlçeler
Yüz ölçümü 7238 kilometrekare olan Burdur ilinin 2010 TUIK verilerine göre merkez ilçe ile beraber 11 ilçe, 19 belde ve 182 köyü vardır. Bu ilçeler alfabetik olarak Ağlasun, Altınyayla, Bucak, Çavdır, Çeltikçi, Gölhisar, Karamanlı, Kemer, Tefenni ve Yeşilova şeklinde sıralanmaktadır.
    Ağlasun
    Altınyayla
    Burdur merkez
    Bucak
    Çavdır
    Çeltikçi
    Gölhisar
    Karamanlı
    Kemer
    Tefenni
    Yeşilova

Nüfus durumu
2008 yılında yapılan, Türkiye İstatistik Kurumu verilerine dayanarak hazırlanmış olan Nüfus Sayımı sonuçlarına göre ilin nüfusu 256.803’dir. Şehirli nüfusun toplam nüfus içerisindeki payı % 59’dur. Burdur ilinin nüfus yoğunluğu 36’dır. 2007 yılında yapılan Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre Burdur ilinin 2007-2008 döneminde yıllık nüfus artış oranı-%02 olarak belirlenmiştir.

Isparta İli Hakkında Detaylı Bilgiler

Isparta İli Hakkında Detaylı Bilgiler:


Isparta, Türkiye'nin güneybatısında yer alan il. Akdeniz Bölgesi'nin kuzeyindeki Göller Bölgesi'nde bulunan Isparta; batıda Burdur, kuzeyde Afyonkarahisar, doğuda Konya, güneyde ise Antalya ile çevrilidir. 30°01' ve 31°33' doğu boylamları ile 37°18' ve 38°30' kuzey enlemleri arasında kalır.

Etimoloji
Büyük İskender kral olduktan sonra (MÖ 356 - MÖ 323), Anadolu'nun batısı Yunan egemenliği altına geçti. İskender öldükten sonraki 36 yıl dahi bölge Atina'ya bağımlı kaldı. Bu yıllarda Mora yarımadasında yaşamakta olan Ispartalılarla Atina Yunanları, Anadolu'nun batısına göç etmeye başladılar. Mora Yarımadası Ispartalılarından büyükçe bir topluluk geldi, bugün Isparta ilinin yer altığı bölgeye yerleşti. Kente de kendi ülkelerinin Isparta adını verdiler.

Coğrafya
Isparta ili topraklarının yaklaşık %40'ı orman ve fundalıklarla kaplıdır. %20'si çayır ve mera, %16'sı ekili ve dikili araziler, %24'ü ise tarıma elverişli olmayan çıplak kaya, molozluklar ve göller bölgesi olması sebebiyle su yüzeylerinden oluşur. Ekime elverişli toprakların büyük kısmında gül yetiştiriciliği yapılmaktadır.

Millî parklar
Kızıldağ Millî Parkı
Kovada Gölü Millî Parkı

Göller
Eğirdir Gölü
Gölcük Gölü
Kovada Gölü
Beyşehir Gölü
Burdur Gölü

Barajlar
Uluborlu Barajı
Yalvaç Barajı
Sorgun Barajı
Karacaören Barajı
Sarıidris Barajı
Keçiborlu Barajı

Ekonomi
Ekonomi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. 2001 yılı itibarıyla ildeki iktisadi faaliyetlerin %25'i tarım, %24'ü çiftçilik ve hayvancılık, %17'si devlet hizmetleri, %16'sı ulaştırma-haberleşme, %14'ü ticaret, %13'ü sanayi, %12'si imalat sanayinden oluşmaktadır.

Kırıkkale İli Hakkında Detaylı Bilgiler

Kırıkkale İli Hakkında Detaylı Bilgiler:


Kırıkkale ili, Türkiye Cumhuriyeti'nin İç Anadolu Bölgesinde yer alan bir ildir.

Tarihçe
Kırıkkale'nin adının, şehrin 3 km. Kuzeyindeki Kırıkköyü ile kentin merkezindeki Kaletepe'nin kısaltılarak birleştirilmesinden ortaya çıktığı söylenir. Bu ismin halk tarafından yakıştırıldığı kanaatı yaygın olmakla beraber bölgenin ismi Osmanlı arşiv belgelerinde, şimdiki haliyle Kırıkkal'a biçiminde geçmektedir.

XVI. ve XVII. Yüzyıllarda, doğudan gelen çeşitli Türk aşiret ve cemaatlerinin Anadolu'da - bilhassa Orta Anadolu'da- iskan edildikleri bilinmektedir. Bunlardan "Oğuz, Oğuzhan" adı verilen büyük bir oymağın Ankara yakınlarında, o zamanki söyleyişiyle "Kırıkkal'a " ya yerleştirildikleri belgelerde ifade edilmektedir.

Yörükan taifesinden olduğu zikredilen Oğuz Oymağı, Anadolu'yu Türkleştirerek ve İslamlaştırarak, Türk vatanı haline getiren, aynı zamanda "Türkmen adıyla da bilinen büyük bir aşirettir. Bu durumda bölgenin adının en az 400 yıllık bir tarihe sahip olduğunu kabul etmek gerekir.

Kırıkkale'nin Kalkolitik, Eski Tunç Çağı, Orta Tunç Çağı, Genç Tunç Çağı ve Demir Çağı gibi M.Ö. yıllara ait arkeolojik buluntulara rastlanmış ve tarihinin çok eski zamanlara dayandığı ortaya çıkmıştır...

Şehrin Roma ve Bizans Dönemi: Kırıkkale ili Keskin ilçesi Cinali köyü Sulucatep’den, Ortasöken köyü düz yerleşmesinden, Haydardede köyü Kılıç mevkii düz iskanından, Çelebi ilçesi Kaldırım köyü, Sarı Musalı Höyüğünden ve Karaağıl köyü Hopağan tepeden; Sulakyurt ilçesi Bıyıkaydın köyü höyüğünden, İlimize bağlı Kazmaca köyü Öküztepe düz yerleşmesinden, Merkez ilçe Hacılar Kasabası Asar höyüğünden, Merkez ilçesi Kızıldere köyü, Kuzeren höyüğünden ve Hasandede Kasabası Çatal Sögüt höyüğünden derlenen seramik parçalarından bir kısmı Roma ve Bizans dönemlerine tarihlenmiştir.

Roma ve Bizans dönemlerine ait çanak-çömlek parçaları, Kızılırmak yatağında yer alan düz yerleşim yerlerinde özellikle Kırıkkale’den güneye doğru uzanan bölgede bulunan höyüklerde bol miktarda derlenmiştir. Bu tür çanak-çömlek parçalarının çok sayıda ele geçtiği höyüklerde ve düz yerleşim yerlerinda prehistorik malzemelere rastlanılmamıştır. Bu Roma ve Bizans döneminde yeni yerleşim yerlerinin kurulduğunu kanıtlamaktadır. Dikkati çeken ayrı bir özellikte höyüklerden çoğunun doğal tepeler üzerine kurulmuş olmasıdır. Ayrıca genel kaideye uyularak, bu höyüklerin büyük bir çoğunluğunun yanında da akar suyun veya su kaynağının varlığıdır.

Anadolu’da Roma İmparatorluğunun egemenliği MÖ 129 yılında Pergamon Krallığının ilhakıyla başlamışlardır. Pergamon Devleti’nin arazisi Anadolu’da ilk Roma eyaleti olan Provinicia Asia olrak yeniden düzenlendi. Bu eyalete başkent olarak da Ephesos seçildi.

Kesin olarak belirlenmiş olmamakla birlikte Kapadokya’nın bir Roma eyaleti olarak Roma’ya vergi vermeye başladığını tarih genelde MÖ 63 yılı kabul edilmektedir. Kapadokya Eyaletinin sınırları Kuzeyde Samsun (Amisos)’dan doğuya doğru Karadeniz (Pontus Euxens), doğuda Fırat ve Büyük Ermenistan, Doğuda Toros dağları, batıda Galatia ve Pamhylia ile çevrili olan bu eyaletin başkenti Kaisareia (Kayseri) idi. MÖ 395 yılında Roma İmparatorluğunun ikiye bölünmesinden sonra Kapadokya Eyaleti Doğu Roma sınırları içerisinde kaldı.

Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenen ve Sulakyurt ilçesinde bulunan tarihi paraların tetkikinden yörede M.Ö. Romalıların yaşadığı tespit edilmiştir.

Türklerden Sonra: Malazgirt Zaferinin 1071'de kazanılmasından sonra Anadolu'nun kapıları Türklere açılmış, buralar hızlı bir şekilde Türk-İslam diyarı haline getirilmiştir. İşte o dönemlerde Kırıkkale ili dahilinde bulunan bazı yerlerinde ilk fethedilen İslam beldelerinden olduğu görülmektedir.

Bu konuda Prof. Dr. Beşir ATALAY’ “Kırıkkale ve çevresinin özel bir konumu vardır; yani Orta Anadolu’nun ortasındadır. Çok korunmuş, dışa geç açılmış ve yine de az açılmış bir bölgedir. 1071 yılında Malazgirt Muharebesi ile Müslüman Türklerin Anadolu’ya açılışından itibaren yerleşilen, badireli günlerde dahi hiç işgal görmemiş bir özelliğe sahiptir. Etnik dağınıklığı az olan fazla karışmamış bir bölgedir. Dini homojenlik ise çok belirgindir. Türkiye’nin en az kültür değişmesi geçiren bölgesidir. Denilebilir ki kültür safiyeti önemli oranda korunmaktadır. “ demektedir.

Prof. Dr. Sadık TURAL da “Ankara, Kırşehir, Konya, Çorum, Çankırı, Yozgat ve bugünkü Kırıkkale ilinin sınırları içinde olan arazi Türklerin çok benimseyip yurt edindiği, yaylak ve kışlak yerleri olmak üzere seçtiği coğrafya alanlarıdır."

11. yüzyıldan sonra Kırıkkale yöresine Oğuz-Türkmen boyları yerleştirilerek iskana açılmıştır. Bu konuda Prof. Dr. İsmail ÖZÇELİK “Kırıkkalelinin Karakeçili ilçesinde yaşayan Karakeçililer, Anadolu’nun diğer yerlerinde yaşayan Karakeçililerle akrabadırlar. Karakeçililer Osmanlı kayıtlarında Ulu Yörük şeklinde anılan ve diğer bazı boylarıda ihtiva eden birliğin koludur. “ demektedir.

Kırıkkale yöresi ile ilgili Prof.Dr. Faruk SÜMER (Oğuzlar ), Prof. Dr. Cengiz ORHONLU (Osmanlı İmparatorluğunda Aşiretlerin İskanı), Prof. Dr. Fuat KÖPRÜLÜ (Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar), Prof. Dr. Hikmet TANYU (Ankara ve Çevresindeki Adak Yerleri) vs. eserler mevcuttur.

Türk ve İslam aleminin büyük mutasavvıfı ve evliyası Hoca Ahmet Yesevi'nin oğlu Haydar Sultan'da Anadolu'daki bu mücadelede de yer almıştır.

Bu mücadelenin, Kırıkale'nin en yüksek dağlarından biri olan Behrek Dağı eteklerinde ve civarında Konur Kasabası, Haydar Sultan ve Halil Dede köylerinin bulunduğu mahallerde yapılmış olması kuvvetle muhtemeldir. Hatta Haydar Sultan'ın yaptığı savaşta, kafirlere esir düşerek, bugün aynı isimle anılan bu köydeki kuyuya hapsedildiği ve kabrinin de burada bulunduğu ve bu zatın Hoca Ahmet Yesevi'nin oğlu olduğu kaynaklarda geçmektedir.

Diğer taraftan, Balışeyh ilçesinin de o dönemlerde, yani Anadolu'da ilk kurulan Türk yerleşim alanlarından olduğu bilinmektedir. Buradaki taştan yapılmış eski cami ve türbe Selçuklular tarafından 1121 yılında inşa edilmiştir.

Aslında Kırıkkale bölgesi tarihini Ankara tarihiyle birlikte düşünmek, incelemek ve araştırmak uygun olur. Çünkü çok yakın olması nedeniyle buralar, eskiden beri Ankara'ya bağlı bir yöre olarak kalmıştır. Ankara'nın Türklerin eline ilk olarak 1073 yılında geçtiği dikkate alınırsa, Kırıkkale bölgesinin de- genel olarak- aynı yıllarda Türkleşmeye ve İslamlaşmaya başladığı kabul edilebilir. Bazı Haçlı seferleri sırasında buralar tekrar Bizanslıların eline geçmiş olmasına rağmen XII. Yüzyıldan itibaren Selçukluların hakimiyetine kesin olarak geçmiştir. Daha sonraki asırlarda Orta Asya'dan, Anadolu'ya göç eden Oğuz Türk boylarından pek çok aşiret ve cemaat Kırıkkale bölgesinde iskan edilerek, buralar bütünüyle Türk ve İslam diyarı haline getirilmiştir.

Cumhuriyet Döneminde Kırıkkale: Bilindiği gibi Kırıkkale temelleri 1925'lerde atılan bir Cumhuriyet şehrimizdir. 70 Yıllık gelişmesi, büyümesi ve bugüne taşınması MKEK ile olmuştur. Kırıkkale'nin kurulduğu arazi Kırıkköyü arazileriydi. Kırıkköyü 1925'ten önce 12 hanelik küçük bir köy idi. Kaletepe ise 3-4 km.ötede, aslında bilinen anlamda bir kale olmayıp boz toprakların oluşturduğu bakımsız ve ağaçsız bir tepeydi. 1960 yılından itibaren ağaçlandırma çalışmaları başlatılmıştır.

Kırıkkale şehrini ortaya çıkaran esas sebebin; 1921 yılında buralarda İmalatı Harbiye Fabrikası'nın kurulmasına karar verilmesi ve 1925 yılında top ve mühimmat fabrikalarının temellerinin atılmış olmasıdır. O tarihlerde Kırıkköyü'nün muhtarı olan Hüseyin Kahya ile Yahşihan köyü öğretmeni Hüseyin Avni Bey'in bu olaylarda yardımcı oldukları bilinmektedir.

Şehrin kurulması ve gelişmesi ile ilgili Prof. Dr. Beşir ATALAY “Kırıkkale’nin tarihini 1925’li yıllarda başlatmak mümkündür. Şehrin çekirdeğini oluşturan fabrikaların temeli 1925 de açılmıştır. Kurtuluş Savaşından sonra yeni devletin yeni yönetimi Orta Anadolu’da savunma sanayi kuruluşu için bir yer aramıştır. Başkent olarak da Ankara seçildiği için Başkente de yakın bir yer aranmıştır. Belki Orta Anadolu bu tür bir sanayi için güvenli bir bölge olarak görülmüştür. İşte Kırıkkale’nin bulunduğu boş tarlalar heyetin dikkatini çekmiştir. Arazi sahiplerinin özellikle Kırık köylü Hüseyin Kahya’nın heyete yakın ilgisi bu bölgenin seçilmesine etkili olduğu söylenir.

1925 yılında Top ve Mühimmat Fabrikası'nın temellerinin atılması, Kırıkkale'nin şehirleşmesinin çekirdeğini oluşturur. Aynı kuruma bağlı fabrika sayısı arttıkça personel ve işçi sayısı da artar. Görülmemiş biçimde nüfus artışı görülür. Yeni gelen işçilerin konutları ve halka halka mahalleler çevreye yayılır. Demiryolu, fabrikalarla yerleşim bölgesi arasında sınır oluşturulur.

İlk aşamada, fabrikaların teknik ve idari personeli için yapılan sosyal tesisler ve az sayıda lojman da hemen tren istasyonu civarında yapılır. Fazla konut yoktur. Çünkü çalışanlar, yani işçiler askerdir ve kışlada kalırlar. Sonraları sivil işçilerin işe alınmasıyla konut bölgeleri genişlemiş burası kentin merkezi olmuş, İstasyon Mahallesi adını almıştır. Sanayi kesimine ait sosyal tesis ve işletmelerde aynı yerde genişleyerek Fabrikalar Mahallesi adını almıştır.

1931-1941 yılları dönemi Kırıkkale'nin gelişmesinde ikinci aşamayı oluşturur. Hizmete açılan fabrika sayısı hızla çoğalmış, buna bağlı olarak da işçi ihtiyacı artmıştır. Kırıkköyünden ve çevre köylerden akın akın işçiler gelmiştir. Bu dönem şehre rastgele bir yerleşmenin de başladığı dönemdir. Bu dönemde 6 mahalle daha oluşmuştur. Ovacık, Yenidoğan, Hüseyin Kahya, Tepebaşı, Gürler ve Kurtuluş Mahalleleri, Devlet daireleri ve okulların bir bölümünün kurulma ve açılması bu dönemdedir.

1929'da Belediyelik, 1944 yılında da ilçe olan Kırıkkale, küçük bir kasaba görünümünü alır. Kentin bir sanayi şehri olarak öneminin artması ve artan nüfusun baskısıyla, Çallıöz, Güzeltepe ve Sanayi Mahalleri kurulmuştur.

1945 ve 1950'lerdeki nüfus artışı ve hızlı göç olayı ile sadece yakın çevredeki köylerden değil; Orta, Doğu, Güneydoğu ve Karadeniz bölgesi illerinden hızlı bir nüfus akışı olmuş ve Kırıkkale büyümüş ve gelişmiştir. 1955'lerde konut alanları Samsun Karayolu üzerine, kuzeye doğru taşmış ve doğya da genişlemiştir. Karyaka ve Kızılırmak mahalleleri de bu dönemde oluşmuştur.

Şehrin gelişmesi ile ilgili Prof. Dr. Sadık TURAL ise “Bize göre şahrin asıl önemli ve incelemeye değer yanı milli bütünleşmenin örneği olmasıdır. Öncelikle çevre illerden (Kırşehir, Çankırı, Çorum, Yozgat) daha sonra da hemen hemen Türkiye’nin her ilinden bir aile mutlaka Kırıkkale’de yaşamıştır. Gerek bürokratik , gerekse bedeni hizmet alanlarında 1934-1964 döneminde Kırıkkale’ye uğramamış pek az insan vardır. Sonra fabrikanın nüfusu yerinde saydı. İlk emekliler geldi önce, 1968 ve 1969; sonra 1970-1980 döneminde Makine Kimya Fabrikalarında çalışan idealist ustalar emekli oldular. Emekli olanlardan bir kısmı geldikleri kasaba veya köylere, bir kısmı başka şehirlere göçtü. Göç veren bir şehir oluverdi Kırıkkale... Emekliler için Mahmutlar veya Balışeyh yahut Yahşihan veya uygun bir köy- kasaba (uydu kent) haline getirmek için hiç kimsenin aklından geçmedi.” diyor.

1960'lı yıllarda Kırıkköyü ve Yuva köyünü mahalleleri içine katan Kırıkkale, 1970'li yıllardan itibaren hızlı nüfus artışıyla birlikte mahallerini de artırmıştır. 1925'lerde 12 hanelik bir köyden 2001'de 25 mahalleli ve 205.208 nüfuslu bir yerleşim alanı ortaya çıkmıştır.

İl Oluşu
Kırıkkale 21 Haziran 1989 tarih ve 3578 Sayılı yasa gereğince merhum Cumhurbaşkanı Turgut ÖZAL (Başbakan iken) tarafından yapılan törenle İl olmuştur. İlk Valisi Fikret GÜVEN 17 Ağustos 1989 tarihinde yapılan törenle İl Valiliği görevine başlamıştır.

Coğrafi yapısı
İç Anadolu Bölgesi'nde Orta Kızılırmak Bölümü'nde yer alan Kırıkkale, doğuda Çorum, Yozgat, güneyde Kırşehir, batıda Ankara, kuzeyde Çankırı illeri ile komşudur.

Dağlar
İl toprakları kuzeyindeki Çamlıca, Karakaya ve Kırıkkale tepelerinin ovaya indikleri meyil üzerinde bulunmaktadır. İl topraklarının denizden ortalama yüksekliği 700 m. dir. Kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanan Koçu Dağı 4 km genişlik ve 7 km uzunluğa sahip olup en yüksek noktası Yığlıtepe’dir (1278 m.) dir. Güney ve güneydoğuda Denek Dağ sırası Çoruhözü Vadisinin güneyinde Keskin ile İzzettin Köy arasında uzanmaktadır. En yüksek noktaları; Gavur Tepesi (1742 m.) ile Bozkaya Tepesi (1577 m.)‘dir. Bölgenin en uzun, en geniş ve en yüksek kütlesini oluşturur, uzunluğu 44 km, genişliği 30 km’dir. Kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanan Küre Dağ’ının en yüksek yeri Küre Tepesi (1450 m.) dir.

Ovalar
İl sınırları içinde ovalık alanlar çok azdır. En önemli Kırıkkale Ovasıdır. Kırıkkale Ovası; kuzeyde Çamlıca ve Karakaya tepelerine, güneyde de Denek Dağı’nın batısına kadar uzanmaktadır. Kuzeydeki tepeler ovaya meyilli bir şekilde inerek birleşir. Kırıkkale yerleşimin çekirdeği bu meyilde oluşmuştur. MKE Kurumu Fabrikalarının bulunduğu alan ise, Denek Dağı’na doğru daha dik olarak yükselmektedir. Kırıkkale Ovası doğudan batıya, yani Kızılırmak’ a doğru gittikçe genişler; en geniş yeri Çoruhözü Deresi’nin Kızılırmak’ a yaklaştığı yerde bulunur, buranın yüksekliği 750 m civarındadır.

Kırıkkale Ovası’ndan başka, akarsular boyunca düzlükler görülürse de jeoformatik bakımdan pek önemli değildir. Bunun nedeni akarsu yatakları ile tepelerin yükselti farkının fazla oluşudur. Dağlar her yönden aşılmak suretiyle açılmış derin vadilerle ve parçalanarak yuvarlak ve bazen de sivri tepeler halinde gelmişlerdir. Bu tip tepelerin dağlara yaklaştıkça fazlalaştıkları görülmektedir.

Yaylalar
Kırıkkale ili sınırları içerisinde, yükseklikleri 1200-1600 m arasında değişen yaylaları bulunmaktadır. Küre Dağı’ndaki Hodar, Bedesten, Kamışlı, Sarıkaya; Koçu Dağı’ndaki Koçu, Denek dağlarındaki Gümüşpınar, Pehlivanlı, Suludere, Yeşilkaya, Azgın yaylaları en önemlileridir.

Flora ve Fauna
Bitki Örtüsü: İlde hakim bitki topluluğu steptir. Yüksek kısımlarda tahripten kurtulmuş, Kuzeyde Koçubaba, Güneyde Denek Dağı’nda bodur meşelerinden ve kısmen de ardıçtan oluşan ormanlık alanlar mevcuttur. Yöredeki bitkilerin büyük bölümü kurakçıl ve tozcul özelliktedir. İl topraklarında; Yavşan otu, susam, karanfil, papatya, haçlıçiçek, pelin, karadiken, sığır kuyruğu, sütleğen, çağ çiçeği, keven, üzerlik otu, nane, böğürtlen, ısırgan, hatmi, meyan otu, çöven otu, kuşburnu, madımak, ebe gömeci, hardal ve kekik kendiliğinden yetişen bitkilerin başlıcalarıdır.

Yaban Hayatı: Dağlık ve ormanlık alanların il genelinde büyük alan kaplamaması, yaban hayatı olumsuz yönde etkilemektedir. Koyun, keçi, sığır ilde yetiştirilen hayvan varlığını oluşturmaktadır. Av hayvanı olarak keklik ve yaban ördeği yaygındır.

Jeolojik Yapı
Genel Jeoloji: Yöre; Volkanik olayların oluştuğu Keskin, Hirfanlı, Kesikköprü, Kırıkkale ve Kızılırmak boyunca uzanan “Kırşehir Masifi’nde” yer almaktadır. Kırşehir Masifi olarak adlandırılan Masifte; granit, homblengranıt, siyenit, monzonit, tonolit, ağlit, pegmatit, granodiyorit, kuvarslı diyorit, bitotit granitler mevcuttur. Bunları Kırıkkale ile Keskin arasında görmek mümkündür.

Deprem: Derece Deprem Bölgesi içinde yer almaktadır. İlin büyük bölümü 2. Derece Deprem Bölgesi içinde kalmaktadır. Güneybatıda Yahşıhan, Bahşılı ve Çelebi ilçeleri 3. Derece; Karakeçili ilçesi ise 4. Derece Deprem Kuşağı içerisinde yer almaktadır.

Yeraltı Zenginlikleri: Kırıkkale ili, maden cevherleri çeşitliliği yönünden zengin ancak rezerv itibariyle fakirdir. İldeki madenler aşağıda yer almaktadır.
Cinsi     İlçe     Bucak/Köy
Bakırlı Prit     Keskin     -
Demir     Keskin     Beyobası
Demir     Keskin     Göhrenk-Yenimerdan
Demir     Keskin     Kavurgalı
Demir     Balışeyh     Kulaksız
Demir     Delice     Büyükyağlı
Demir     Çelebi     -
Kurşun     Keskin     -
Kurşun     Keskin     Kışla
Kurşun     Keskin     -
Linyit     Keskin     -
Linyit     Keskin     Kavurgalı
Linyit     Balışeyh     Kulaksız
Linyit     Merkez     Büyükyağlı
Pirit     Yahşihan     -
Tuz     Delice     Çoğul
Volfram     Çelebi     -
Uranyum     Merkez     Çamlıdere
Mobilden     Keskin     -
Bentonit     Keskin     -
Çinko     Keskin     -

MTA tarafından Kırıkkale ve çevresinde yapılan araştırmalarda yukarıda ki rezervlerin dışında bölgede, asbest, mermer, fluorit, bakır, çinko, kromit ve manyezit varlığı tespit edilmiş, ancak bunlar düşük kalitede olduğundan işletmeye elverişli bulunmamış, planlama ve projelendirme çalışmalarında dikkate alınmıştır.

Toprak Yapısı ve Nitelikleri: İl topraklarını genelde kahverengi topraklar oluşturmaktadır. Kireç oranı oldukça yüksektir. Anakayası volkanik özellik gösterir. Bu topraklar çok engebeli alanlarda çukurumsu bölümlerde birikmiştir. Üzerlerinde çıplak volkanik kaya yüzeyleri görülür. Mineral bakımındın zengin olduklarından verimlidirler. Ayrıca güneyde akarsu kenarlarında alüvyon topraklar bulunur. Bunlar yer yer kalın örtüler oluşturur. Eğilimleri çok azdır. Tarla tarımına ve sulu tarıma elverişlidir. Yörenin az yağış alması ve kuraklık toprak oluşumunda önemli etmendir.

Su Yüzeyleri ve Kıyı Özellikleri
Göller
a- Doğal Göller: Kırıkkale il sınırları içinde doğal göl bulunmamaktadır.
b- Yapay Göller: Kızılırmak üzerinde kurulan Kapulukaya Baraj Göleti ildeki en büyük yapay göldür. Kapulukaya Barajı’nın göl alanı 20.7 km2 dir. Enerji temini ve içme-kullanma ayrıca sanayi suyu temini amacıyla kurulan Kapulukaya Barajında göl hacmi 282 hm3 tür. Ayrıca Ahılı’da bulunan Çipi Göleti sulama amacıyla yapılmıştır. 304.000 m3 su hacmi ile 46 ha.’lık alanın sulanmasında kullanılmaktadır.

Akarsular
Kızılırmak: İldeki en önemli akarsu Kızılırmak’tır. Sivas’ın Zara ilçesinin doğusundaki dağlardan doğan Kızılırmak, il topraklarına güneyde Çelebi ilçesinden girer; kuzey yönünde akarak Merkez ilçede kuzeybatıya yönelir, il topraklarından çıkıp kuzeyde Çankırı-Kırıkkale il sınırını oluşturur. Kızılırmak’ın Hasandede – Hacılar arazileri üzerinde Kapulukaya Barajı kuruludur.

Delice Çayı: Kızılırmak’ın en önemli kollarından biri Delice Çayı’dır. Yozgat sınırı boyunca bir müddet aktıktan sonra Delice ilçe merkezine yaklaşır. Daha sonra tekrar bu iki ilin sınırı boyunca güneydoğudan il topraklarını terk eder. Çayın il içerisinde kalan kesimi yaklaşık 50 km. uzunluğundadır.

Çoruhözü Deresi: Kızılırmak’a doğudan karışan bir koldur. İzzettin Köyü’nün yukarı kısımlarından doğar. İzzettin-Balışeyh arasında demiryoluna paralel olarak merkez ilçeden geçer ve Kızılırmak’a karışır. Derenin güzergahı dahilinde tarım alanlarına büyük katkısı vardır. Dere üzerinde sulama amacıyla motopomplar yeralmaktadır. Uzunluğu 48 km’dir.

Okun Deresi: Elmadağ’ın güney eteklerinden akan suların meydana getirdiği Balaban ve Sarılıöz Çayları, Kılıçlar Kasabası yakınlarında birleşerek Okun Deresi’ni meydana getirirler. Yaklaşık 13 km uzunluğa sahip olan Dere, Irmak Kasabası yakınlarında Kızılırmak’a kavuşur. Bu akarsulardan başka; yaz aylarında kuruyan bazı dere ve çaylar da vardır. Ahılı Deresi, Kuruçay Deresi, Yeni Çıkan Deresi bunlardan bazılarıdır.

İklim
Kırıkkale ili ılıman iklim kuşağında yer almaktadır. Ancak bulunduğu alanın denizden uzak oluşu, günlük sıcaklık farkının bozkır olmasından dolayı değişmelere uğraması gibi nedenlerle iklim karasallaşmaktadır.

Sıcaklık: Yapılan gözlemlere göre; Uzun yıllar ortalama sıcaklık 12,5 ºC’ dir. Ortalama sıcaklık açısından en sıcak ay Temmuz (24,5 ºC), en soğuk ay ise Ocak (0,6 ºC) olarak belirlenmiştir. Aynı rasat süresi içerisinde maksimum sıcaklık 41,6 ºC ve minimum sıcaklık -22,4 ºC olarak tespit edilmiştir.

Yağış: Kırıkkale ili ülkenin yarı kurak bölgelerinden birinde yer almaktadır. İlde uzun yıllar ortalama yıllık toplam yağış miktarı 366,2 kg/m² dir. Rasat süresince günlük en çok yağış 11.06.1997 tarihinde 100,6 kg/m² olarak gerçekleştirilmiştir. En yüksek kar yüksekliği ise 05.01.2002 tarihinde 48 cm olarak ölçülmüştür.

Rüzgar: Kırıkkale’ de hakim rüzgar yönü (NE) kuzeydoğudur. En çok esen diğer rüzgarlar sırasıyla Doğu - Kuzeydoğu ve Güney – Güneybatı yönlü rüzgarlardır. En hızlı rüzgar 02.03.1988 tarihinde lodosdan 101,2 km/ saat olarak esmiştir.

Nisbi Nem: Kırıkkale ilinde ortalama kısmi nem % 63’ dür.

Basınç: Kırıkkale ilinde ortalama basınç 929,8 hPa’ dır.

Nüfus
Ülkemizde nüfusun tespiti ve niteliklerini ortaya koymak amacıyla, ilk nüfus sayımı 1927 yılında, ikincisi ise 1935 yılında yapılmıştır. Bu yıldan sonra 1990 yılına kadar her beş yılda bir (sonu 0 ve 5 ile biten yıllarda) düzenli bir şekilde uygulanan nüfus tespiti çalışmasının 1990 yılından sonra on yılda bir uygulanması kararı alınmıştır. Nüfus sayımların 14’üncüsü 22 Ekim 2000 tarihinde yapılmıştır.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) adı altında yapılan 15., 16. ve 17 ncı nüfus tespit sonuçlarının 2000 yılı sonuçları ile karşılaştırılması şu şekildedir.

2000-2007-2008-2009 Yılları Şehir ve Köy Nüfusu Dağılımı:
Yıl     Şehir Nüfusu (Kişi)     Toplam Nüfusa Oranı (%)     Köy Nüfusu (Kişi)     Toplam Nüfusa Oranı (%)     Toplam Nüfus 2000     285.294     74.39     98.214     25.61     383.508
2007     230.189     82.14     50.045     17.86     280.234
2008     230.354     82.47     48.971     17.53     279.325
2009     232.990     82.96     47.844     17.04     280.834

25 Ocak 2010 tarihinde açıklanan 2009 yılı ADNKS sonuçlarına göre; İlin toplam nüfusu 280.834 kişidir. Bu nüfusun 232.990’ı il ve ilçe merkezlerinde, 47.844’ü belde ve köylerde yaşamaktadır. Oransal olarak nüfusun % 82.96’sı şehirlerde, % 17.04’ü köylerdedir. Nüfus artış hızı %0 5 civarındadır.

İlin toplam nüfusu: 280.834 kişi - İl ve ilçe merkezleri: 232.990 kişi - İl merkezi nüfusu: 192.705 kişi - İlçe merkezleri nüfusu: 40.285 kişi - Kırsal nüfus: 47.844 kişi - Belde nüfusları: 19.663 kişi - Köy nüfusları: 28.181 kişi - Erkek nüfus: 140.172 kişi - Erkeklerin oranı: % 49,9 - Kadın nüfus: 140.662 kişi - Kadınların oranı: % 50,1 - Nüfus yoğunluğu: 61 kişi/km2

Cumhuriyet sonrasında, 1927 yılında, yapılan ilk nüfus sayımında Kırıkkale adına rastlanılmamıştır. Ancak o dönemde Ankara’nın ilçesi konumunda olan Keskin’in nüfusu 48.934 kişidir. 1935 yılından 2009 yılına kadar yapılan nüfus sayımı sonuçlarına göre, Kırıkkale’nin şehir ve köy nüfusu gelişimi aşağıda belirtilmiştir.

İdari Yapı
Kırıkkale, 9 ilçe (merkez dahil), 14 belde ve 173 köy ile tipik bir İç Anadolu ilidir. İlde 23 belediye teşkilatı mevcuttur. Bunlardan 1’i İl belediyesi, 8’i ilçe belediyesi, 14’ü ise belde belediyesidir. Ayrıca 13 mahalli idare birliği bulunmaktadır.
Kırıkkale İli İdari Durumu
İlçe Adı     Belediye Sayısı     Köy Sayısı     Mahalle Sayısı
Merkez                3                            8                       40
Bahşılı                2                            4                        8
Balışeyh             3                           26                     10
Çelebi                  1                            13                       4
Delice                  4                           38                      23
Karakeçili           1                            2                       8
Keskin                 3                            53                     13
Sulakyurt          3                            24                     14
Yahşihan           3                             5                        15
TOPLAM            23                          173                   135

12 hanelik Kırık Köyü arazisi üzerine kurulan kent, 1929’da Bucak, 1941'de Belediye olmuştur. 1944 yılında Ankara iline bağlı ilçe statüsünü ulaşan Kırıkkale, 21.06.1989 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 3578 sayılı Kanun ile İl statüsü kazanmıştır. Söz konusu kanunla Kırıkkale’ye Keskin, Delice ve Sulakyurt ilçeleri bağlanmıştır.

1990 yılında çıkartılan 3644 sayılı Kanun ile Balışeyh, Çelebi ve Karakeçili bucakları ile Bahşili ve Yahşihan beldeleri İlçe statüsüne yükseltilerek Kırıkkale'ye bağlanmıştr. Böylece ilçe sayısı 8'e ulaşmıştır.

Belediyeler
İlçeler     Bağlı Bld Başkanlıkları
Merkez İlçe     Merkez     Hacılar     Hasandede    
Bahşılı     Merkez     Karaahmetli     -     -
Balışeyh     Merkez     Koçubaba     Kulaksız     -
Çelebi     Merkez     -     -     -
Delice     Merkez     Büyükavşar     Büyükyağlı     Çerikli
Karakeçili     Merkez     -     -     -
Keskin     Merkez     Konur     Köprüköy     -
Sulakyurt     Merkez     Güzelyurt     Hamzalı     -
Yahşihan     Merkez     Irmak     Kılıçlar     -

Kırıkkale’nin temelleri 1925 yıllarda atılmıştır. Türk Silahlı Kuvvetlerine silah imalatı için Kırıkkale’nin seçilmesi İlin kurulmasına ve gelişmesine vesile olmuştur. 12 hanelik Kırık köyü 1929 yılında 3 bin nüfusa ulaşmış olup nahiye statüsü almıştır. 1941 yılında belediye olan Kırıkkale 1944 yılında ilçe statüsüne kavuşmuş ve Ankara’ya bağlanmıştır. Nüfusu hızla artan ve gelişen Kırıkkale 1989 yılında İL statüsü kazanmıştır.

İl statüsü kazanan Kırıkkale’ye yasal düzenlemelerle 8 ilçe, 14 kasaba ve 173 köy bağlanmıştır.

Ekonomi
DPT Müsteşarlığı tarafından 2003 yılında yapılan İllerin Sosyo – Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması çalışmasına göre Kırıkkale, 81 il arasında gelişmişlik açısından 33. sırada yer almaktadır. 2004 yılında yapılan çalışmaya göre ise; Kırıkkale Merkez İlçe, ilçelerin sosyo – ekonomik gelişmişlik sıralaması içinde 42. sırada ve 2. derecede gelişmişlik grubunda yer almaktadır. Genel olarak İle özel sektör yatırımlarının azlığı dikkat çekmektedir. İl merkezindeki kamu tesisleri kent merkezine sanayi şehri görünümü kazandırırken, ilçelerde tarımsal ağırlıklı bir ekonomik yapı hakimdir.

Sanayi Potansiyeli: Kırıkkale il merkezi kamu ağırlıklı sanayi şehri olup, diğer ilçe merkezleri ve kırsal kesimin ekonomik yapısı tarıma dayalıdır. Kırıkkale’de imalat sanayi kamuya ait büyük işletmelerin yanında, özel sektöre ait küçük ve orta ölçekli işletmelerden oluşmaktadır. MKEK Fabrikaları ve Tüpraş Rafinerisi ilin ekonomik yapısında önemli yer tutmaktadır. Kamu kesiminde işçi ve memur ağırlıklı istihdam, ücretlere bağlı olarak ticari yaşamı da etkilemektedir.

Kamu kesimine dayalı olarak gelişen Kırıkkale imalat sanayi; savunma, metal ve petro-kimya sanayi yoğunlaşırken, özel sektörde genellikle bu sanayi kollarına bağlı olarak gelişmenin yanısıra tarım makinaları, gıda ve yem sanayi, toprak, tekstil, ağaç ve mobilya işleri sanayine yönelik olarakta gelişme olmuştur.

Ülkemiz savunma sanayisinin bel kemiğini oluşturan ve stratejik öneme haiz olan Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu’nun (MKEK) 10 fabikasından 5’i, 2 işletmenin 1’i ve Hurda Müdürlüğü ilde bulunmaktadır. MKEK’nin toplam 5.798 personelinin 2.880’i ilde yer almaktadır. Ayrıca MKEK’nin 3.318 işçi personelinin 1.886’sı Kırıkkale’de çalışmaktadır.

MKE Kurumunun ilde istihdamı artırma ve bulunduğu sektörde rekabet gücünü koruma ve tesislerin yeni ihtiyaçlara uygun modernizasyonuna yönelik olarak; Modern Silahlar lll Projesi kapsamında, Çevre Güvenlik Sistemi, 155 mm. Uzun Menzilli Mühimmat Gövde Üretimi, Küresel Barut Üretim Tesisi Yenilenmesi, Yeni İmla Tesisi Etüdü, Isı Sistemleri İyileştirme Etüdü Projeleri, Merkezi Isı Sistemi Projesi, Çelikhane Modernizasyonu Projesi, Çelikhane Ark Ocağı ve Emisyon Kontrol Sistemi Projesi, Atık Su Arıtma Tesislerinin Kurulması ve Deşarj Hatlarının Yapılması Projesi önemli yatırım proje ve çalışmalarıdır.

MKEK’nin Kırıkkale’de Bulunan Birimleri ve Personel Dağılımı (2010)
Birim Adı                                                             Memur     Sözleşmeli     İşçi     Toplam
MKE Mühimmat Fabrikası Müdürlüğü            25             333           695      1.053
MKE Silah Fabrikası Müdürlüğü                        11              157           429       597
MKE Pirinç Fabrikası Müdürlüğü                      14              69              223       306
MKE Barut Fabrikası Müdürlüğü                       11              117            141        269
MKE Ağır Silah ve Çelik Fabrikası                     17             127             293        437
MKE Destek Tesisleri İşletme Müdürlüğü        12              61                86          159
MKE Hurda Fabrikası Müdürlüğü                      2               38               19             59
Toplam                                                                     92             902            1. 886     2.880

Başta Ankara olmak üzere Orta Anadolu Bölgesindeki birçok ilin petrol ürünleri ihtiyacını karşılamak amacıyla, İlde Hacılar beldesine kurulan, 25.10.1986 tarihinde işletmeye açılan ve petrol işleme kapasitesi 5 milyon ton/yıl olan TÜPRAŞ Orta Anadolu Rafinerisi, 2005 yılında özelleştirilmiştir. BOTAŞ’ın Ceyhan terminalinden 447 km. uzuluğunda boru hattı marifetiyle ulaşan ham petroli işleyen Tüpraş tesisinde yaklaşık 825 kişi istihdam edilmektedir.

İl II. Organize Sanayi Bölgesinin kurulması için Kırıkkale-Kırşehir karayolu üzerinde, il merkezine 15 km. mesafede, Keskin–Cankurtaran mevkiinde I. Etap 154 hektar olarak planlaması yapılmıştır. İlk etapta 154 hektarlık kısmının etüt ve proje çalışmaları tamamlanmış olup, altyapı çalışmalarına başlanılmıştır. I. etap 28, II. etap 59 olmak üzere 87 sanayi parseli planlanmıştır. Halen 14 firmaya arsa tahsisi yapılmış, 1 üretime geçmiş, 1 inşaat, 12 proje aşamasındadır. Altyapı çalışmaları devam etmektedir. Böylece Kırıkkale 21. yüzyılda kamu ve özel sektör yatırımları için cazip sanayi merkezi haline gelecektir.

İl merkezinde küçük ölçekli sanayi esnafının ihtiyaçları doğrultusunda düzenli ve modern bir mekan oluşturmak amacıyla, Yahşihan İlçesinde 24,5 hektar üzerine 376 işyeri kapasiteli ve 1.148 çalışanı ile il ekonomisinde önemli bir yer tutmakta olan Kırıkkale Küçük Sanayi Sitesi inşaa edilmiş ve faaliyete geçirilmiştir. Ayrıca Kırıkkale sanayi çarşısında Oto Sanatkarlar ve Demirciler Odasına bağlı 328 işyeri bulunmaktadır.de özel sektör kuruluşlarının faaliyette bulunduğu I. Organize Sanayi Bölgesi 150 hektar üzerine tesis edilmiş ve altyapı çalışmaları 2001 yılında tamamlanarak hizmete açılmıştır. I. OSB’de 67 sanayi parselinin tamamı 56 müteşebbise tahsis edilmiştir. Söz konusu 54 firmanın 42’i üretime geçmiş, 13’ü inşaat, aşamasında, 2 hafriyat, 10 proje aşamasındadır. Üretime geçen tesislerde 780 kişi istihdam edilmektedir. I. OSB’deki firmaların tamamen faaliyete geçmesi ile 3.000-5.000 kişiye yeni istihdam alanı sağlanmış olacaktır.

Kırıkkale OSB’de üretime geçen tesislerin 2 gıda, 6 mobilya, 1 tekstil, 1 orman, 1 basım, 2 geri dönüşüm, 3 plastik, 2 kimya, 2 petrol ürünleri, 3 yem sanayi ve tarım ürünleri, 1 döküm, 1 elektriksiz makinaları imalatı, 1 tarım aletleri, 4 kazan, 2 elektrikli makinalar, 1 silah, 4 metal, 3 makine, 2 diğer sektörlerde üretim yapmaktadır.

Keskin ilçesinde 4.7 hektar alan üzerine kurulan 78 işyeri kapasiteli Küçük Sanayi Sitesi yapım işinin geçici kabulü yapılmıştır. İlimiz genelinde yer alan küçük ve orta ölçekli sanayi kuruluşlarında yaklaşık 7.000 işçi istihdam edilmektedir.

Sanayi sicil belgeli firma sayısı (210) adettir.

Ticaret
İlde (155) Anonim Şiketi, (1.042) Limited Şirketi, (292) Şahıs Şirketi, (3) Kollektif Şirket, (142) kooperatif faaliyet göstermektedir. (142) kooperatifin, (63)’ü konut yapı, (2)’si tarım satış, (16)’si motorlu taşıyıcılar, (1)’i eğitim, (1)’i yardımlaşma, (1)’i toplu işyeri, (6)’sı esnaf kefalet, (1)’i turizm geliştirme, (2)’si küçük sanayi sitesi, (49)’u tasfiye halinde kooperatifdir. Ticaret ve Sanayi Odasına kayıtlı 292 gerçek kişi, 1.342 tüzel kişi olmak üzere toplam 1.634 üye bulunmaktadır. Bu üyelerin meslek gruplarına göre dağılımı aşağıda yer almaktadır.

Tarımsal Yapı
Kırıkkale ili toplam alanı 463.000 hektardır. Bunun 306.506 hektarı (% 66,2) tarımsal üretimde kullanılmaktadır. Tarıma elverişli arazi içinde tarla arazisi 206.317 ha. ile en büyük paya sahiptir. Tarla arazisinin % 62’sinde (189.950 ha.) hububat ekimi yapılmaktadır. Bu nedenle özellikle kırsal kesimin başlıca geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. İlde tarımsal işletme sayısı 18.287 adettir.

Turizm
Coğrafi alan olarak tarihi yerleşime uygun bir stratejik noktada bulunan Kırıkkale'nin çok eskilere dayanan tarihi bir yöre olduğu bilinmektedir. Japonların 1990-1991 yılları arasında Kırıkkale İl Merkezi ve ona bağlı ilçe ve köyleri kapsayan yüzey araştırmalarında toplam 21 höyük ve düz iskan saptanmıştır. Bu merkezlerden toplanan seramik örneklerinin değerlendirilmesi sonucu bölgenin Kızılırmak kavisi dışında kalan alanda Neolitik Çağ ve sonrası, Kızılırmak kavisi içinde kalan alanda ise bu dönemi takip eden Kalkotik Çağı, Eski Tunç Çağı, Assur Ticaret Kolonileri Çağı (zayıf) eski Hitit Çağı, Hitit İmparatorluğu Çağı (Zayıf) Frig ve Hellenistik-Roma Çağları ile Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinin kültürlerini yansıtan kalıntılar saptanmıştır.

Kırıkkale Kültür Varlıkları ve Sit Alanları Keskin İlçesi: Esatmüminli Ören yeri, Çarşı Camii, Hayriye Camii, Eski Barut-Fişek Fabrikası, Köprüköy Çeşnigir Köprüsü, Kavurgalı Höyük (Gavur Kalesi), Efendi Köyü-Alıbar Höyük, Kibrithane binası, Eğitimhane.

Rahmi Pehlivanlı: Kırıkkale'nin Keskin ilçesinde doğan ressam, ilk çalışmalarını klasik stilde yapmıştır. Daha sonra kendine özgü bir kendine özgü bir ekol geliştiren sanatçının ünü ülke sınırlarını aşmıştır.

Portre ressamlığına, 1952 yılında, 93 (1877-78) Aziziye Savaşı'na katılan kahraman Türk kadını Nene Hatun'un bir portresini yaparak başlamıştır. Bu çalışması Askeri Müze'de sergilenmektedir.

Sanat çalışmalarındaki uluslararası başarı ve kendine özgü bir ekol sahibi olması nedeniyle, Plan-Haber Ajansı 1978'de Rahmi Pehlivanlı'yı sanat alanında "Yılın Adamı" seçmiştir. 1981 yılında da bir "Roma Acedemico Benemerito " fahri üyelik diploması ile ödüllendirilen sanatçı yerli ve yabancı 29 devlet adamının portresini yapmıştır.
Keskin Köprüköy'de bulunan, Selçuklular zamanında yapılmış tarihi Çeşnigir Köprüsü.

Delice İlçesi: Koçubaba Köyü Türbe ve Camii, Ulu Camii, Yukarı Camii, Kırlangıç köyü arkeolojik sit alanı, Aydınşeyh köyü arkeolojik sit alanı.

Sulakyurt İlçesi: Ayvatlı köyü (Kırlı mevkii), Faraşlı köyü (Arılıöz mevkii) Kozlu yöresi (antik kent), Gültepe Höyüğü, Şeyh Bedrettin Camii ve Türbesi, Küçük Şami köyü camii ve türbesi.

Çelebi İlçesi: Armutlu köyü (Armutlu Höyük).

Bahşılı İlçesi: Karaahmetli Arkeolojik sit alanı.

Kırıkkale Merkez İlçe: Hasandede türbe camii, Hacılar (Cumaovası mevkii arkeolojik sit).

İl Sınırları İçinde Bulunan Höyükler
Hopagantepe (Keskin Karaağıl Köyü) Sarımusalı (Keskin-Haliltede köyü) Höyüktepe (Keskin-Çifteli köyü) Yaşçayır Höyük (Keskin-Ceritköy)Aşar Höyük (Merkez-Hacılar) Çatalsöğüt (Merkez-Hacılar) Höyük (Sulakyurt-Dağhalilinceli) Kuzeren Höyütk (Merkez-Kuzeren)

Şeyh Şami Camii ve Türbesi
Sulakyurt ilçe merkezinde bulunan camii Şeyh Şami tarafından yaptırılmıştır. Değişik zamanlarda tahribata maruz kalmış, yapılan onarımlar sonucu mimarı özelliklerini kısmen kaybetmiştir. İlçenin kurucusu olan Şeyh Şami'ye ait türbede bu camiinin yanında yüksekçe bir yerde bulunmaktadır. Bu türbe, yerli ve yabancı turistler tarafından sık sık ziyaret edilmektedir.

Evliya Çelebi, Şeyh Şami'nmin asıl adının Hamza olduğunu, Bayrami Tarikatına mensup, keramet sahibi bir kişi olduğunu belirtmektedir.

Hasandede Camii ve Türbesi: Kırıkkale-Merkez ilçeye bağlı, şehre 12 km.uzaklıktaki Hasandede kasabasındadır. Camii ve türbe yanyanadır. Caminin minaresi tarafında ilk türbe Hasandede'ye (Doğanbeğ) ikinci türbe ise oğulları Şeyh Halil İbrahim, Şeyh Mustafa ile kızı Ümmühan Ana'nın müşterek türbeleridir.

Hasandede Camii hicri 1014 (1605)'de yapıldığı bilinmektedir. Türbelerin daha sonra 17.Yüzyılda yapıldığı tarihi kayıtlardan anlaşılmaktadır.

Çeşnigir Köprüsü: Bilinen kaynaklara göre Çeşnigir Köprüsü ve yakınında bulunan han Selçuklular'a aittir. Yapılış tarihine ait elimizde kesin bilgiler yok. Ancak köprünün 13.Yüzyıla tarihlenen bir köprü olduğunu, Selçuklu eseri olduğunu belirtelim. 1402 yılında Ankara Savaşı'na ilerleyen Timur ordusu da bu köprüyü kullanmıştır.

Çeşnigir Köprüsü Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi esnasında Mimar SİNAN tarafından yeniden yapılmıştır. Kapulukaya Barajı'nın faaliyete geçmesinden önce yol güzergahı olarak kullanılırken, sonraları köprünün ayak kısımları baraj suyu içinde kalmıştır.

110 m. uzunluğunda 6 m. genişliğindeki köprü kayalık arazide sağlam temeller üzerine oturur. Kızılırmak içinde sağlam bir zemine oturabilmesi için orta bölümde belirgin bir eğim vardır. 18,60 m. orta açıklığa sahip köprünün 3 adedi suyun yükselmesi halinde akışı sağlamak ve köprünün ağırlığını hafifletmek amacıyla yukarıda, 9 adedi de aşağıda olmak üzere 12 göze sahiptir.

Balışeyh- Ballı Camii ve Türbesi: 14.Yüzyılda yaptırıldığı tahmin edilen yapının kim taraf4ından yaptırıldığı bilinmiyor. Caminin tavan örtüsü ağaç işçiliğinin karakteristik özelliklerini taşır. Vakıfbank Genel Müdürlüğü tarafından özellikleri korunarak restore edilmiştir.

Koçubaba Camii ve Türbesi: Evliya Çelebi (16.11.1618) Seyahatnamesi'nde şunları söylemektedir: "Yine kuzeye giderek Akçakoyunlu" köyüne geldik. 100 evli Türkmen köyüdür. Buradan da "Koçu Baba" durağına geldik. Bu da Kalecik kazası (bugün Koçubaba, Sulakyurt ilçesine bağladır.) Toprağında 200 evli Türk köyüdür. Ama görünürde asla ev yoktur. Hapsi de yer altında ahırlı, mutfaklı, süfhalı, misafirhaneli evlardir. Buraya Keskin içi derler. Gayet mamur yerdir. Kışı sert olduğundan evleri toprak altındadır. Ama damlarının üstü çayır çimendir. Evlerin birer bacaları vardır. Yumuşak beyaz taşı istedikleri gibi oyup kesip biçerek evler yapmışlardır. İçine bin adam girse kaybolur. Bu köyde "Koçubaba" ziyaretgahı vardır. Bu zat Bektaşi halifelerindendir. Türkmen yaylasında bu babaya çok inanırlar.

Haydar Sultan Camii ve Türbesi: "Kırıkkale'nin Keskin ilçesine 22 km. uzaklıkta bulunan Haydar Sultan köyünde Böyrek Dağları'nın eteklerinde köye 500 m. kadar köye 500 m.kadar uzaklıkta yer almaktadır. Geç Roma ya da Erken Bizans dönemlerinde varolan muhtemel bir manastır üzerine inşa edilen Haydar Sultan Külliyesi Camii, Türbe, Hazire, Çeşme ve Kuyu'dan ibarettir. Yapılan onarımlarla asıl hüviyetini kaybeden külliyeden günümüze Deliler Kuyusu adı verilen kuyular ile iki adet kitabe kalmıştır."

"Keskin'e Haydar Dede köyündeki kuyu ve türbenin o eski yere giden bir tarihçesi ve anlatılan menkıbesi vardır. Buna göre Haydar sultan ve kuyu hakkında anlatılan ve yazılanlar büyük Türk mutassıfı ve evliyası Hoca Ahmet Yesevi'nin oğlu Haydar'ın Kırıkkale-Keskin bölgesinin Müslümanlaştırılmasında ve bunların Türk yurdu olmasında en büyük yardım ve hizmeti ifa ettiği fikrini bizde kuvvetlendirmektedir. Öyle ki, buradaki türbenin onun olması ihtimali oldukça güçlüdür."

Deliler kuyusu camiinin yanında etrafı duvarla çevrili avludadır. 50 cm.çapında bir kuyu bileziği, onun altı ise 60x60 cm'lik kare bir kuyudur.

Kuyu ağzı beton kaplamalarla yükseltilmiş olup zeminden derinliği 1,5 m.kadardır. Kuyu suyu soğuk olmasına karşılık kaynıyor ve buhar çıkartıyor görünümündedir.

Suyun kükürtlü olması ona böyle bir görünüm kazandırmış olmalıdır. Topraktan çıkan gazlarla birlikte fokur fokur kaynak görünümdedir.

Yörede pek çok türbe de bulunmaktadır. Küçükafşar Türbesi, Tokuş Baba Türbesi (Delice İlçesi Çatallı köyü ile Kayakköyü arasında) Halil dede Türbesi (Çelebi İlçesi Halildede köyüne 1 km.uzaklıkta) gibi türbeler halk tarafından ziyaret edilen yerlerdir.

Kırıkkale'nin Mesire Yer ve Alanları
MKEK Yüzme Havuzları Kırıkkale Tüpraş Rafinerisi Yüzme Havuzu, Hacılar Belediyesi Parkı (Hacılar), Ahılı Belediyesi Aile Parkı (Ahılı), Celal Bayar Parkı (Bahşılı), Kılıçlar Mesire Alanları (Kılıçlar), Kısık Mevki, Hasandede Parkı (Hasandede), Karababa Mesire Yeri (Koçubaba), Deliklitaş Orman İçi (Balışeyh), Kızılırmak Yeşil Vadi Proje Alanı

Kırıkkale'nin Doğal Güzellikleri: Kızılırmak ve Vadisi, Delice Irmağı ve Vadisi, Pehlivanlı Yaylası (Balışeyh), Azgın Yaylası (Balışeyh), Gümüşpınar Yaylası (Balışeyh), Suludere Yaylası (Balışeyh), Yeşilkaya Yaylası (Balışeyh), Hodar Yaylası (Bahşılı), Bedesten Yaylası (Bahşılı), Kamışlı Yaylası (Bahşılı), Sarıkaya Yaylası (Bahşılı), Koçu Yaylası (Delice), Delikli taş orman içi mesire yeri (Balışeyh), Karababa mesire yeri (Koçubaba-Balışeyh), Tipik Anadolu Köyleri, Kısık Mevkii Halil İbrahim Aydoğdu Parkı (Hasandede), Bahşılı Celal Bayar Parkı, Kılıçlar Mesire Alanları, Hacılar Parkı, M.K.E.K Yüzme Havuzları, Rafineri Yüzme Havuzu, M. Pekdoğan Kültür Parkı, Keskin-Koray Aydın Dinlenme Parkı, TÜPRAŞ Şahin Tepesi, TÜPRAŞ Kızılırmak Piknik Alanı.

Belediye Kültür Parkı: Millet varlığımızın geçmiş ve kültürel bağlarla yeni ve gelecek kuşakların beraberliği dil, din, millet unsurlarının belli mahal ve mekanlarda hatırlanıp yaşatılması, bunun yanı sıra modern toplum ve şehir yaşama standartlarının sunulması yapılan bu kültür parkıyla hayata geçirilmesi düşünülmüştür. Kültür Parkımızın tamamlanmasıyla Uluslararası Kültür ve Sanat organizasyonlarına ev sahipliği yapacağız.

Seyir kulesi, yürüyüş yolları, dinlenme mekanları ve yeşil alanların da bulunduğu Kültür parkına bu güne kadar 1 trilyon250 Milyar TL harcama yapılmıştır.

58 bin m2 alan içinde düzenleme, oturma, dinlenme, konferans salonlarının bulunduğu bu tesiste;Türk evi, Türk Büyükleri ve Türk Dünyası Anıtı gibi anıtsal yapılar da yer almaktadır.

Türkevi, 350-450 kişinin aynı anda faydalanabileceği çok amaçlı bir toplantıı salonuna sahiptir. Burada Türk kültürünü yansıtan sürekli bir müze de bulunacaktır. Binanın iç ve dış dekorasyonu, Selçuklu-Osmanlı tarzında rölyef tezyini şeklinde gerçekleştirilmiştir. İç dekorasyonda ahşap oyma süsleme sanatının seçkin örnekleri yer almaktadır.

Çevre düzenlemesinde bahçede 16 Türk büyüğü ve Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Atatürk'ün büstleri bulunmaktadır. Türk Dünyası anıtları da bu bölümde yer almaktadır. Türk büyükleri ve devlet kurucularının ad ve kısa özgeçmişleri ile devletlerin bayrakları anıtla bütünleşecek şekilde büstlerle aynı anda yer almaktadır.

Parkta Yer Alan Diğer Tesisler: Cumhuriyet Anıtı: Kültür parkı içerisinde bulunan şelalenin yer aldığı üst giriş kapısının önünde bulunmaktadır. Türk Cumhuriyeti ve Türk Devletini sembolize etmektedir.

Mega Akvaryum: Türkiye de ilk kez yapılan mega akvaryum izleme, arıtma, soğuk ve sıcağa karşı otomatik ısı ayarlı göstergelidir. Akvaryum kapalı mekanda izleyenlerin beğenisini kazanmak için dev bir dekor vazifesi görmektedir.

Antik Tiyatro: İlde kültürel ve sosyal faaliyetlerin gelişmesi için Tiyatro, konser ve diğer faaliyetlere uygun şekilde tasarlanan antik tiyatroda sanatçı odası, sahne, özel kemer girişli localar bulunmaktadır. Oturma düzeni izleyicinin bütün koşullarda hareket edebileceği biçimde ve sıralar arası ulaşımı kolay şekilde dizayn edilmiştir.

Taş Kapılar: Kültür parkına anıtsal nitelikli üç kapıdan giriş yapılmaktadır. Bu kapılarda Selçuklu taş dekorasyonu, taş ve seramik olarak kullanılmıştır.

Sağlık
Sağlık hizmetleri yönünden oldukça iyi bir konumda olan Kırıkkale’de sağlık hizmetleri, Sağlık Bakanlığı’na bağlı 2.476, Kırıkkale Üniversitesi’ne bağlı 514, diğer kamu kurumlarında çalışan 30 ve özel sağlık kuruluşlarında istihdam edilen 289 adet sağlık personeli tarafından sunulmaktadır. İl genelinde; 685 hekim, 103 eczacı, 242 ebe, 473 hemşire, 815 sağlık memuru, 991 diğer sağlık personeli olmak üzere toplam 3.309 personel hizmet vermektedir.

Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen Aile Hekimliği Uygulaması kapsamında, 2008 yılında aile hekimliği uygulaması başlayacak 35 il arasında yer alan ilde Kasım 2007 tarihinden itibaren gerekli çalışmalara başlanmış ve 18 Ağustos 2008 tarihinde Aile Hekimliğine geçilmiştir.

Güncel (EFT) nüfus bilgileri ekseninde 3000-5000 kişiye bir aile hekimi düşecek şekilde birim planlaması yapılarak, il merkezinde 61 adet , ilçelerimizde 23 adet olmak üzere toplam 84 adet aile hekimliği pozisyonu oluşturulmuş ve % 100 dolulukla yerleştirme işlemleri tamamlanmıştır. Ayrıca tüm ilçelerimizde (merkez ilçe dahil) birer adet olmak üzere toplam 9 adet Toplum Sağlığı Merkezi oluşturulmuştur.

Yataklı Tedavi Kurumları arasında; (1) Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, (1) Yüksek İhtisas Hastanesi, (1) Devlet Hastanesi, (1) Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi ile Keskin, Delice, Karakeçili ve Sulakyurt Devlet Hastaneleri bulunmaktadır.

İlde sağlık alanında yataklı tedavi kurumlarının yanısıra (1) Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi, (9) adet Toplum Sağlığı Merkezi, (34) adet Aile Sağlığı Merkezi, (84) adet Aile Hekimliği, (28) Sağlık Evi, (1) Halk Sağlığı Laboratuarı, (1) Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlama Merkezi, (1) Verem Savaş Dispanseri, Merkez (2), Delice (2), diğer ilçelerde (1)’er olmak üzere toplam (12) adet 112 Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu hizmet vermektedir.

İl genelinde bulunan özel sağlık kuruluşları arasında (2) tıp merkezi, (3) dal merkezi, (1) poliklinik, (6) hekim muayenehanesi, (2) cerrahi müdahale birimi, (1) sağlık kabini, (20) optisyenlik müesseseleri, il merkezinde (67), ilçe ve beldelerde (25) olmak üzere toplam (92) eczane bulunmaktadır. İl Sağlık Müdürlüğünde (14), devlet hastanelerinde (12), acil yardım merkezlerinde (14) olmak üzere toplam (40) adet ambulans hizmet vermektedir.

Bu kurumların kadro ve fiili yatak kapasite 977, yatak işgal oranı % 66, ortalama kalış süresi 5 gündür.

Yataklı Tedavi Kurumları Kadro ve Fiili Yatak Kapasiteleri (2010)

Yataklı Tedavi Kurumu Adı     Kadro Yatak Sayısı     Fiili Yatak Sayısı
K.Ü Tıp Fakültesi Hastanesi              130                                  130
Yüksek İhtisas Hastanesi                    444                                 444
Kadın Doğum Hastanesi                     103                                 103
Kırıkkale Devlet Hastanesi                215                                  215
Keskin Devlet Hastanesi                      50                                    50
Sulakyurt Devlet Hastanesi              10                                    10
Delice Devlet Hastanesi                     15                                      15
Karakeçili Devlet Hastanesi             10                                     10
TOPLAM                                                977                                   977

Temel Sağlık Göstergeleri
Sağlık Göstergeleri     Kırıkkale (2009)     Türkiye (2008)
Hekim Sayısı*     685     124.679
Bir Hekime Düşen Nüfus     410     574
Sağlık Memuru ve Sağlık Tek. Sayısı     815     77.626
Bir Sağlık Memuru ve Tek. Düşen Nüfus     345     921
Hemşire Sayısı     473     97.452
Bir Hemşireye Düşen Nüfus     594     734
Ebe Sayısı     242     46.533
Bir Ebeye Düşen Nüfus     1.161     1.537

* Hekim sayısı, il genelinde hizmet veren Uzman, Asistan ve Pratisyen ve Diş hekimlerini kapsamakta olup, nüfus hesaplamasında 2009 yılı ADNKS sonucu olan 280.834 kişi esas alınmıştır.

Ulaşım
Kırıkkale ili karayolu ve demiryolu ulaşımında önemli bir merkez konumundadır. Yolcu ve yük taşımacılığında karayolu ve demiryolunun kullanıldığı ilde havaalanı bulunmamaktadır. Bu ihtiyaç 115 km. mesafedeki Başkent Ankara’nın Esenboğa havaalanından karşılanmaktadır. Orta Anadolu Bölgesi'nde yer alan İlin deniz bağlantısı olmadığından, deniz ulaşımında Samsun Limanından faydalanılmaktadır.

İl, başkent Ankara’ya 76 km. mesafede olup, çevre yolundan 40 dakika uzaklıkta bulunmaktadır. Ankara ili bölünmüş karayolu ile Kırıkkale üzerinden doğusundaki “43 il”e açılmaktadır.

İl sınırlarındaki devlet ve il yollarının yapım, bakım ve onarımı, ağırlıklı olarak Karayolları 4. (Ankara) Bölge Müdürlüğü (340 km.) olmak üzere Karayolları 6. (Kayseri) Bölge Müdürlüğü (14 km.) ve Karayolları 7. (Samsun) Bölge Müdürlüğü (21 km.) sorumluluk sahasındadır.

Eğitim
Kırıkkale eğitim-öğretim yönünden iyi bir düzeye ulaşmıştır. 2009–2010 eğitim öğretim yılında okullaşma oranı okul öncesi eğitimde % 48, ilköğretim kurumlarında % 98, orta öğretim kurumunda ise % 84 seviyesindedir.